Fullerton Bay Hotel'in terasındaki LANTERN barda.
Lantern, şüphesiz çok yüksek değil, Singapur'a yatay bakıyoruz, Marina Bay Sands Hotel karşımızda, ışıklarının altında kokteyllerimizi yudumluyoruz. Kokteyllerinden beklentilerinizi düşük tutmanızı öneririm.
Yine de tekrar tekrar gelinecek bir yer. Hatta çok romantik bir mekan bana kalırsa. Ama bir daha Lantern'in denizin en kıyısında, MBS'in karşısında masa ayırtmak lazım bence.
Barın kenarında camdan bir havuz var. Atlayıveresiniz geliyor ama olmuyor. Zira burada bar havuzları sadece otel müşterilerine ayrılmış durumda...
Neyse ki, grubun içinde daha önceden tanıdığım, hatta yılbaşını ailece beraber geçirdiğimiz bir Kenya'lı bir de İtalyan arkadaşım vardı da onlarla takıldım, o kadar sıkılmadım.
Bence burası muhabbetin dibine vuracağın biriyle gelinmesi gereken bir yer.
Bir dahaki sefere aklımda bulunacak.
Fransa'da ocak ayı sonunda kralların pastası tarzında galette des rois diye birşey vardır.
İçi badem ezmeli bir tart aslında. Sevgilim de çok güzel yapardı bir zamanlar ama tarifini kaybetmiş.
Burada katılmış olduğum şarap degüstasyon gecesinde tanışıp arkadaş olduğum Belçikalı bir kız var, onun daveti üzerine Les Petits Gaulois Fransız kreşininde cumartesi 10-13 arası gerçekleşen galet gününe gittik. Üzerine bir de şarap degüstasyonu varmış. Bir de kermes varmış ohhh!
Bir de giderken kral tacının kazanıldığı figürin bizim galetin içinden çıkmasın mı? Elimizde koca bir sepet bisküvi ve bonbon hediyesiyle eve döndük, çok hoş oldu.
Bon bon demek benim için oyun demek. Bir an önce bu bonbonların yeneceği bir oyun günü düzenlemeli evde !
Bu pazar günü evimizin çok çok yakınında, 136 Neil Road, THE LOKAL diye bir mekan keşfediyoruz.
Kapısının önünde kuyruk olan yerden şüphe etmeyeceksin.
Civarda o kadar yer varken bu insanlar kapının önünde süt bekleyen kedi gibi içeri girmeyi bekliyorlar. Hatta beklemek için özel bir bank bile konulmuş.
Gelir gelmez bankadan numara alır gibi bir numara alınıyor. Makineye kaç kişi olduğunuzu, masanızı başkasıyla paylaşmayı isteyip istemediğinizi giriyorsunuz. Ve sıranız geldiğinde biri gelip sizi çağırıyor.
Elbette, masanızı paylaşmak isterseniz sıra daha çabuk geliyor. Biz bu opsiyonu girdik. Zaten masada herkesin aynı dili konuşma olasılığı çok düşük yani kimse birbirine rahatsızlık vermiyor.
Yemekler bir enfes !
Sadece hafta sonları yapılan brunch özel seçenekler var. Şahane. Benim tabağımdaki de komşunun tabağındaki de harika görünüyordu.
Bir de içecek olarak Clean and Green diye tahmin edersiniz ki; bilumum kereviz, ıspanak, yeşil elmadan oluşan bir içecek aldım.
Yani ismini öyle bir koymuşlar ki; almamak mümkün değil, sanki bunu içtiniz mi bütün günahlarınızdan, hatalarınızdan arınacaksınız, ruhen ve bedenen temizleneceksiniz, bunu içtikten sonra hayat yeniden başlayacak sanki...
Bence marketing profesyonellerinin bize son zamanlarda yutturduğu en büyük çılgınlık şu detox palavrası... Kerevizin fiatını 15'e katlamaktan başka birşey değil !
Bence burası muhabbetin dibine vuracağın biriyle gelinmesi gereken bir yer.
Bir dahaki sefere aklımda bulunacak.
Fransa'da ocak ayı sonunda kralların pastası tarzında galette des rois diye birşey vardır.
İçi badem ezmeli bir tart aslında. Sevgilim de çok güzel yapardı bir zamanlar ama tarifini kaybetmiş.
Burada katılmış olduğum şarap degüstasyon gecesinde tanışıp arkadaş olduğum Belçikalı bir kız var, onun daveti üzerine Les Petits Gaulois Fransız kreşininde cumartesi 10-13 arası gerçekleşen galet gününe gittik. Üzerine bir de şarap degüstasyonu varmış. Bir de kermes varmış ohhh!
Bir de giderken kral tacının kazanıldığı figürin bizim galetin içinden çıkmasın mı? Elimizde koca bir sepet bisküvi ve bonbon hediyesiyle eve döndük, çok hoş oldu.
Bon bon demek benim için oyun demek. Bir an önce bu bonbonların yeneceği bir oyun günü düzenlemeli evde !
Bu pazar günü evimizin çok çok yakınında, 136 Neil Road, THE LOKAL diye bir mekan keşfediyoruz.
Kapısının önünde kuyruk olan yerden şüphe etmeyeceksin.
Civarda o kadar yer varken bu insanlar kapının önünde süt bekleyen kedi gibi içeri girmeyi bekliyorlar. Hatta beklemek için özel bir bank bile konulmuş.
Gelir gelmez bankadan numara alır gibi bir numara alınıyor. Makineye kaç kişi olduğunuzu, masanızı başkasıyla paylaşmayı isteyip istemediğinizi giriyorsunuz. Ve sıranız geldiğinde biri gelip sizi çağırıyor.
Elbette, masanızı paylaşmak isterseniz sıra daha çabuk geliyor. Biz bu opsiyonu girdik. Zaten masada herkesin aynı dili konuşma olasılığı çok düşük yani kimse birbirine rahatsızlık vermiyor.
Yemekler bir enfes !
Sadece hafta sonları yapılan brunch özel seçenekler var. Şahane. Benim tabağımdaki de komşunun tabağındaki de harika görünüyordu.
Bir de içecek olarak Clean and Green diye tahmin edersiniz ki; bilumum kereviz, ıspanak, yeşil elmadan oluşan bir içecek aldım.
Yani ismini öyle bir koymuşlar ki; almamak mümkün değil, sanki bunu içtiniz mi bütün günahlarınızdan, hatalarınızdan arınacaksınız, ruhen ve bedenen temizleneceksiniz, bunu içtikten sonra hayat yeniden başlayacak sanki...
Bence marketing profesyonellerinin bize son zamanlarda yutturduğu en büyük çılgınlık şu detox palavrası... Kerevizin fiatını 15'e katlamaktan başka birşey değil !