Bitmek tukenmek bilmez ogrenme arzusu takdire sayan ender insanlardan birisi benim için.
Blog yazmaya baslayisimi tetikleyen, yazma arzumu atesleyen insan...
Hayatinin donum noktalari olur insanin.Blog yazmaya baslayisimi tetikleyen, yazma arzumu atesleyen insan...
Bazen o nokta donerken, onun donum noktasi olabilecegini bile bilmez insan.
Bazen vaktinde anlar, bazen de çok geç olur...
Hayati iskalamak veya kapilari açikken fark edebilmek; butun mesele bu.
Onun da bir blogu var.
Blogunda turladigim her sefer hayata dair farkindaligim artiyor. Bilip te bilmedigimiz degerleri gozumuzun onune seriyor. Buyrun bu da adresi, mutlaka bir goz atin derim ben. Hizlica yenilip yutuluyor, aninda bir haz ve doygunluk veriyor insana. Sitenin adi bile insani aciktiriyor.
www.tadimlikhayat.com
Buyrun, bu da bloguma ilk konuk yazar yazisi. Afiyetle okuyun.
P.S.: "Egitimli hislerle yurumek gunumuz dunyasinda adeta bir cankurtaran."
Bu cumleyi nasil kurdun yahu bayildim... Cankurtaran tespiti çok can alici olmus.
************
Kolay Oluyorsa Ne Güzel
Kolay oluyorsa ne güzel değil mi?
İsteklerimiz, hayallerimiz bir bir kolayca can buluyor, gerçekleşiyorsa ne
mutlu bize. Hayatta bazen size de
böyle olmaz mı? Bir şey istersin hemen oluverir, hem de hiç yormadan, üzmeden;
adeta tüm olasılıklar size çalışıyordur. İnanılmaz mutlu oluruz, göz açıp
kapayınca hayalimiz elimize gelmiştir. Tüm benliğimizle mutluyuzdur.
Yalnız tabiki insan düşünen bir varlıktan
hareketle gerçekten de mutlu muyuzdur yoksa şüphecilik hastalığımız mı filizlenmiştir,
şimdi durup dururken neden bu kadar basit oldu; proje zamanından önce bitti, o
karşıma çıktı, her şey hızlıca çözüldü, bunda bir iş olması sakın? Her şey bu
kadar iyi olamaz? Bunu yapmayın neden sorguluyorsunuz, kabul edin, alın size
geleni. Ama yine de ben şüpheciyim, iyice emin olmalıyım diyenlerdenseniz
içinize, kendinize dönün ve sorun; hisleriniz ne diyor? Hisleriniz eğer bir
gözlemci gibi eğitimliyse çok kısa bir sürede hayatın size armağanıyla ilgili
yardımcı olacaktır. Hislerle yürümek ama eğitimli hislerle yürümek günümüz
dünyasında adeta bir cankurtaran. Karşılaştığınız olay, kişi, anlarla ilgili
size rehberlik edecektir. Zahmetsiz karşınıza çıkan iyi bir durumu sırf
şüpheciliğinizle hemen geri çevirmek, belki de size doğru planlanmış diğer
güzelliklerin de önünü kapatacaktır…
Ne kadar da kolay oldu dediğiniz şey için
belki de aylardır, yıllardır çalışılmaktaydı ve siz bu durumun sadece sonucuna
yetiştiniz ve onu görüyorsunuz ve önyargılı bakış açımızla bu, bu kadar kolay
olamaz diyoruz. Çoğu parametresini bırakın birkaç parametresini kontrol
edebildiğimiz sınırlı yaşamımızla ilgili bu kadar acımasız olmamıza gerek yok,
karşılaştığımız iyi ve kötü durumlar muhakkak bir nedenden dolayı , sayısını bilemeyeceğimiz kadar çok
farklı parametrenin etkileşimi ile başımıza geliyordur, olgunlukla bu durumları
karşılamak ve geleceğimiz için faydalanmak şüphesiz başımıza gelen iyi durumlar
için aşırı sorgulayıcı olmaktan; kötü durumlar için üzüntü, sinir, sitem moduna
girmekten dolayısıyla kendimizi yıpratmaktan daha yeğdir.
Felsefe yapmaktan biraz sıyrılırsak Parisli
Pebbles için de 2012 Nisan’ında hayat tüm parametreleri olasılıklarıyla beraber
bir araya getirmişti, yalnızca etkileşim için bir kıvılcım bekliyordu. Klasik
telefon sohbetlerimizden birinde bu kıvılcım ateşlendi. Pebbles’ın hisleri hep
kuvvetliydi, biliyordu ki zaman doğruydu, şartlar hazırdı. Ve kolayca ortam
hazırlandı; bir yazı yeni bir yazıyı takip etti ve bugünlere geldi. Şimdi bu
çok kolay mı oldu, bir telefon görüşmesiyle yazmaya karar verilip bu güzel
yazılar mı ortaya çıktı? Tabiki hayır zaten Pebbles küçüklüğünden beri yazan,
gözlemleyen, gezendi sadece her şeyin bir zamanı vardı ve o an gelince fırsat
kaçırılmadı, göz açıp kapayana her şey hızlıca gelişti.
Paralel Evren…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder