7 Kasım 2012 Çarşamba

Sadece aşk var...

Okyanusa karşı uyuyup, dalga sesleriyle uyanmak...

Nasıl bir haz, nasıl bir keyif, tarifi yok...

Ağırlığım yok.
Kendi vücudum dahil taşıdığım hiçbir şey yok.
Havadayım sanki, uçuyorum. Yerçekimi bile yok.
Dünyevî hiçbir olay, olgu, mesele yok.

Sadece aşk var...

Yanımdaki adama, uçsuz bucaksız belki de dipsiz şu okyanusa, terasımızın önünde batan güneşe, tropikal meyvelere, boynuma taktığım dizi dizi mor çiçeklere, saçaklı görkemli palmiyelere, buralari görmek te varmış diye şükrettiğim her yeni güne...

Aldığım her nefese, hayatın doludizgin akışına, yaşam enerjimin bedenimden taşmasına,
Hayatın ta kendisine duyduğum aşk var...

Sabah 7'de heyecanla yataktan kalkıp "koşmak" var... 

Sporumdan uzak kaldim diye hiç boşuna dert etmiyim.
Bu sabah, 7'de, yumusacik dalga sesleriyle uyandim. Uyanir uyanmaz aklimdan ve kalbimden geçen, dusuncesi bedenimi yakip geçen bir arzuyla harekete geçtim.
Derhal bikinilerimi giydim.
Saçlarimi at kuyrugu yaptim.
Ve kendimi yalinayak kumsala attim. Koşmak için...

Doganin bir lutfu bu. Es geçemem, gormezden gelemem...
Kumsal hiç bu kadar yakin olmayacak belki bir daha bana hayatimda...

Sabah 7'de heyecanla yataktan kalkip, 2 dakika içinde kendimi yari çıplak sahile atip kosmak var ya...
Bir ömür böyle yaşayabilirmişim gibi geliyor.
Içimden gümbür gümbür geliyor.
Içim içime sığmıyor, bedenim bana dar geliyor.

Kanapali Plaj'ini boydan boya, kumlara bata çıka, nefes nefese kala kala koştuktan sonra, bir tur da yüzerek gidiyor ve geri geliyorum...

Bu spor kesmiyor beni. Dedim ya, bir enerji patlamasi var. Yetmiyor.
Üzerine bir de 50 sinav çekiyorum. Karin kaslarimi görüyorum. Tamamdir.
Duşumu alıyorum, çimenlerin üzerinde güneşin altında kuruyorum.
Giyinmek zorunda olmamak ne güzel bir duygu. Her daim yarı çıplak.
Hafif... Kafa hafif, beden hafif, ruh hafif...

Odaya vardigimda sevgilim terasta kahvaltiyi hazirlamis beni bekliyor.

Mutluluk zincirinin halkalari bunlar.
Her halka ayri bir zevk, ayri bir keyif veriyor...
Her halka digerini kendisi davet ediyor.
Dolayisiyla her halka sadece mutluluk getiriyor.

Gün böyle başlıyor Hawaii'de.
Beyni tamamen kapatabiliyor insan. "Kapaliyiz" yazısı asabiliyor.
Hiçbirsey düşünmeyip, kendini dalga seslerine bırakıp böyle saatler geçirebiliyor...

Sizce mutluluk ne renktir ? Benim için MOR...

Sevgilim mor bir pareo almis bana, bir de tipki adalilarin taktigi gibi, taze, mor çiçeklerden yapılmış bir kolye almis.
Ben de kahvaltıdan sonra mor ojeler sürüyorum elime ve ayağıma...
Bayılıyorum mor rengine...
Içimde bir seyleri harekete geçren birseyler var bu renkte.
Mutlulugun rengi mor olmalı. En azindan benim için öyle.

Hâyâl ile gerçek arasında belli belirsiz bir yerlerde yürüyorum.
Daha çok hangisinin topraklarına basıyorum, bilmiyorum.

Belki de ne hâyâl var, ne gerçek...

Sadece aşk var...


Hawaii'den giderken...

Sevince zaman çabuk geçmez..

HULA Dansi

Ciplaklar plaji

Adada hayat bir baska guzel.

Cennet HAWAII olmali...

Honolulu Waikiki Plaji


Dunya Turu (7) LOS ANGELES

Dunya Turu (6) SAN FRANCISCO

Dunya Turu (5) ROAD TRIP ( Grand Canyon, Zion Canyon, Bryce Canyon Monument Valley, Yosemite...)

Dunya Turu (4) LAS VEGAS

Dunya Turu (3) BAHAMAS

Dunya Turu (2) MIAMI

Dunya Turu (1) Balayi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder