17 Ocak 2013 Perşembe

Japon kadını neden bu kadar zayif, sırrını açıklıyorum:

Çünkü ülkede yiyecek güzel birşey yok.

Valla yok. Yok ta yok.

O abuk subuk pirinç karışımlarını, ne idüğü belirsiz yemekleri, o "tatli" dedikleri barbunya, kuru fasülye ezmesini şekerle karıştırıp yaptıkları şeyleri yemekten gına geldi.


Yok olmuyor. Japon mutfağına alışamıyorum.
Ve hatta yiyemiyorum.
Çok kötü besleniyorum.
Normal yemeklerini yiyemediğim için soluğu abur cubur satan yerlerde alıyorum.
Ama yok, onlar da çok kötü.
Damak tadı denilen şeyi kaybettim Japonya'da.
Yediğim hiçbir şey bana zevk vermiyor.
Birazcık karnım doysun yeter diye bakiyorum.

Türk, Fransiz yemekleri gözümde tütüyor.

Meğer nasıl bir zenginliğe sahipmişiz...
Nasıl lezzetliymiş bizim yemeklerimiz...
En beğenmediğimiz yemekler bile burada ziyafet diye geçermiş. Ah şöyle zeytinyağlı bir kereviz olsa da yesem diye düşünüyorum. Bir gün canımın bu kadar çok kereviz çekeceği hiç aklıma gelmezdi...

Her daim aç geziyorum Tokyo'da...
Öyle böyle değil...


Simdi anliyorum bu Japon kadinlari neden bu kadar zayif.
Çünkü memlekette yiyecek güzel birşey yok.
Dolayisiyla sarfettikleri özel bir efor yok.

Vazgeçmek ya da ölçülü yemek zorunda oldukları, akıl almaz mezeler, tatlılar, şaraplar yok...
Güzel bir vücuda sahip olmak istiyorsan bunlardan ölçülü yiyeceksin, hatta bazen hiç yemeyeceksin diye seçim yapmak zorunda kaldıkları durumlar yok.

Meselenin sırrı burda.
Zayıf kalmak için feragat ettikleri, uzak durmak için efor sarfettikleri, güzel kalmak uğruna takas ettikleri lezzetli bir yemek kültürü yok.
En azından benim yemekten anladigim kadariyla yok.

Ben, buradan, formunu koruyan, ince ve fit bir fizige sahip olan tum Avrupali kadinlari kutluyorum.

Bu guzel yemeklerin ulkelerinde yasayip ta bunu becerebilmek asil meseleymis.

Japonlar kadar zayıf olmak, öyle kalmak işin en kolayı yani.
Bence...

Istatistiklere göre "damak tadi" denilen şey, getirdigi zevk ve keyif bakimindan "sex" e en büyük rakipmis.

Lezzetli birseyler yemekten mahrum kalinca anliyor insan.

CHA CHA HANA RESTAURANT

Bu aksam ozel bir Japon restaurantinda rezervasyonumuz var.
Guzel bir Japon mutfagiymis.
Geleneksel Japon usulune gore yere çomelip yemek yeniliyormus.

Kabuki-cho semtinde dolasirken tesadufen buluyoruz burayi.
Hemen ertesi aksama rezervasyon yaptiriyoruz.
Minik ve guzel bir park var, ince uzun gidiyor. Onun içinde.


Fazla turistik olmayan, ozellikle Japonlar'in tercih ettigi bir yer olunca basta biraz endise ediyoruz. Golden Gai barlarina almadilar ya bizi, buraya da almazlar diye dusunuyoruz.
Ama aliyorlar....


Cha Cha Hana' ya variyoruz.

Giris katinda ayakkabilarimizi çikariyoruz. Mantolari alan vestiyerler gibi ayakkabiliklar var, çikariyoruz, birisi aliyor. Bize numara veriyor.
Bir Japon gorevlinin esliginde yukariya çikiyoruz.
Yerler gicir gicir. Tertemiz.

Iki tip yemek yenilecek yer var. Birincisi; masalar ve localar. Enteresan degil.

Ikincisi; yerde, yumusacik minderlerin uzerinde bagdas kurup oturacagimiz, buyuk ve islemeli sininin uzerinde yemek yiyecegimiz bir yer.

Ikincisi daha çok tercih edildigi için mi, yoksa aliskin olmadigimizi dusundugunden mi bilmem, Japon garson bizi direk masaya yonlendiriyor.

Bir parça hayalkirikligina ugruyorum; "ama ben yerde oturmak istiyorum" diyorum. Hiç itiraz etmiyor.
Hemen bizi çok guzel bir yer sofrasina yerlestiriyor.

Dogu usulu rahat mi rahat, sahane minderlerin uzerine bir kuruluyoruz ki, keyfimize diyecek yok.
Sonra da menuyu alip incelemeye basliyoruz.

"Bunlarin hepsini siz mi yiyeceksiniz?"

Kaç gundur aç geziyorum.
Lutfen yiyecekler de restaurantin atmosferi kadar guzel olsun.
Menudeki hersey çok guzel gorunuyor. Hepsini alalim istiyorum.

Bir suru sey siparis ediyoruz.
Onu mu alsam bunu mu alsam diye kararsizlik yasamiyoruz, hepsini soyluyoruz.
En az 5-6 tane starter aliyoruz. Sonra ana yemek (ler)...
Cikolatali bir tatli gordum menude, guzel oldugundan supheliyim ama sonra onu da istiyorum.

Sarap... Menude sarap bile var.
Fransiz, Italyan hem de bildigim saraplar.
Beyaz sarapla basliyoruz.
Sonra guzel bir Italyan kirmizi sarabiyla devam ediyoruz.

Siparislerimizi getiren Japon garson saskinligini gizleyemiyor.
Getirdikleri siniye sigmiyor, tasiyor.
Supheci gozlerle bize bakarak soruyor:

"Bunlarin hepsini siz mi yiyeceksiniz?"

Bizi bir gulmek tutuyor...

Sevgili Japon'cum, bak biz oyle iki pirince sarilmis bir tutam somon fumeyle doymayiz.
Hele hele sen bizim yeme kapasitemizi kendi insaninkiyle hiç kiyaslama.
Ustune bir de kaç gundur aç gezdigimizi koyacak olursak...

Evet hepsini biz yiyecegiz.

Ve yiyoruz da.

Japon mutfagi, sarapla gidecek yemekler degil, ama idare ediyoruz artik.

Cha Cha Hana'yi herkese tavsiye ediyorum.

Tokyo'ya yolunuz duserse mutlaka orada yiyin.
Adresini isteyin, hemen vereyim.

Guzel bir sohbet ve mukemmel bir aksam yemeginin verdigi tokluk ve keyifle, ilk defa bir Japon restaurantindan gule oynaya çikiyorum.

Daha ne olsun...


Special Dedicace:

*** Bana demis ki:

"Misafirlerimizi ağırlamak için hafta sonu güzel bir road trip yaptik. Ayni rotayi seninle de tekrarlamak üzere sakliyorum." 

Ona demisim ki :

"Rotayi bosver, sen beni guzel bir yere yemege gotur. Fasıl olsun. Türk muzigi olsun. Türk yemekleri, mezelerle donanmis bir sofra olsun. Çok açım..." ***

Bunu seyahatnameme bile yazmisim. 
Hiçbir zaman olmamis...
 

Golden Gai barlari

Elma elma olali boyle satafatli satisa sunulmadi.

Japon kadini yurumeyi bilmiyor.

Sumo gurescilerinin herkesin onunde torenle kesilen at kuyrugu...

Matrix'teki gbi beynime Tokyo'da hareket edebilme yetisi yuklensin istiyorum.

Ben de Japon Kadini olmak istiyorum.

Tokyo buram buram yalnizlik kokuyordu...

JAPONYA : Kultur farki diye ben buna derim.


Dunya Turu (8) HAWAII

Dunya Turu (7) LOS ANGELES

Dunya Turu (6) SAN FRANCISCO

Dunya Turu (5) ROAD TRIP ( Grand Canyon, Zion Canyon, Bryce Canyon Monument Valley, Yosemite...)

Dunya Turu (4) LAS VEGAS

Dunya Turu (3) BAHAMAS

Dunya Turu (2) MIAMI

Dunya Turu (1) Balayi


4 yorum:

  1. haksizlik etmissin Japon mutfagina daha yakindan taniman lazim sadece tatlilar konusunda hak veriyorum:) sevgilerimle

    YanıtlaSil
  2. Beste, Japon mutfagina dair tanitici bir yazi yaz o halde. Ve hatta tariflerinle seni bloguma konuk yazar olarak bekliyorum.

    YanıtlaSil
  3. Yeme kültürü kişilere, alışkanlıklara göre değişir ve Japon mutfağı bize uymayabilir ama güzel değil demek biraz haksız olmuş. Ben tatlılarını sevmiştim mesela. ve kobe etinden daha değerli olan özel yetiştirilmiş sığır eti de çok lezzetliydi.Kısa süreli gezilerde çabuk hüküm vermemek gerekir bence.

    YanıtlaSil
  4. Yorumunuz için tesekkurler. Ben biraz ti'ye alarak yazmistim aslinda kisa sureli bir gezide verilmis bir hukum degil. Paris'te yasadigimdan Japon mutfagini çok kereler yeme firsatim oldu. En ucuz ve hizli mutfaklardan biridir burda. Sushi severim ancak Japonya'da sushiyle karin doyurmak için resmen bir sponsora sahip olmaniz gerekir.

    YanıtlaSil