2 Mayıs 2013 Perşembe

Aşkın Cep Defteri

Aşk hakkında sayıklayasim var bugün...

Nedir, ne değildir diye arayasım, bir bilene sorasım var...

Beraberliğe dönüşen mi aşk, dönüşmeyen mi, acı veren mi, vermeyen mi, rasyonel olan mı, delilik boyutunda yaşanan mı, ömre ömür katan mı, ömürden ömür çalan mı, yakan birşey mi, stratejik mi, içgudusel mi, duygularin sahi mi, yoksa sadece bir yanilgi mi...

Hayatin özü mü, özeti mi ?

Bir hallusinayson mu? Yoksa gerçek mi?...


Aşktan konuşasım var bugün...

Aşkın dibine vurmuş, aşkı anlamış, aşkı bilen birinden dinleyesim var...

O da tabi ki Murathan Mungan...

Aşkı Murathan Mungan'dan daha güzel kim anlatabilir ki?


Geçen sene nisan ayında okuduğum bir kitabi vardi:

"Aşkın Cep Defteri"

Bu sabah indirdim raftan.

Altini çizdigim yerleri tekrar tekrar okuyasim geldi.

Okuyasim, hatta temize çekesim geldi...


MURATHAN MUNGAN : Askin Cep Defteri

"Sizce ask nedir?"

Bütün yaşamımız boyunca ısrarla defalarca karşımıza çıkan, bu kadar yinelendiği halde, verilen hiçbir yanitin doyurucu olmadığı, hiçbir tanımın kimseye yetmediği, hiçbir sözün kimseyi ikna etmediği, inandirmadığı bir başka soru daha var mıdır? Bilmiyorum...

Aşk... bin defa. Kimine hiç, kimine bin defa...

Aşk öğretir, aynı hataları yinelememen için; ama, yine aşk yüzünden, yinelersin...

Aşk öğrenmelerinin çoğu aslında hafıza kayıplarıdır.
Ask bilgisi, bir dahaki iliskimde bunu böyle yapmayacağım dediğimiz seyleri yine aynen oyle yapmamizla sonuçlanir.

Yalin kural: Hayat herseyi bir kerede ogretmiyor. Bazen suncacik birseyi ogrenebilmek için bile yillarca yasamak gerekiyor.

Ask, duygudan çok bir hikayedir.

Askta herkes "ne çok" sevdigiyle ilgilenir; kendisinin ya da karsidakinin ne kadar çok sevdigiyle. Oysa onemli olan "nasil" sevdigi degil midir?
Cok ask yalnizca çok asktir.
"Cok"luk hizla ya da usulca yokluga akabilir...
Ama "nasil" orada durur, yasar ve o iliskiyi hayatin içinde ayakta tutar...

Uzerinde dusunulmus bir ask, uzerinde dusunulmus bir hayat demektir.
Hayatin hiç bilmedigimiz yonlerine iliskin dusuncelerimizin onemli bir bolumunu asktan ogreniriz.

Daha iyi bir insansam bunu aska borçluyum...

Askin bir hastalik asamasi vardir. Bir noktasinda hastalanirsin. Kaçinilmazdir.
Hani kimi atesli hastaliklar vardir, sabahlari daha iyi kalkar, gunduzleri iyilestigini sanirsin, herseyi hallettigini... Aksam indiginde yeniden atesin yukselir, sandigin kadar halledememis oldugunu anlarsin...

Birbirimizi ne kadar sevsek te, bir beraberlik çikmiyor yanyana durusumuzdan...

Bazi gerçekler degistirilemez, ama ask boyunca degistirilmeye çalisilir.

Ask bu yuzden imkansizi denemektir.

Ask bir uzmanlik alani degildir. Asktan soz ederken aslinda sadece kendimizden soz ederiz. Kendi askimizdan. Soylediklerimizse, kendini bunlarda bulanlar için geçerlidir sadece.

Ask herkese nasip olmaz...

Ask, her mekâna kendi rengini verir. Dunya degisti sanariz...

Hiçbir gerçek bir digerinden daha gerçek degildir.
Bizlerin içinden geçerek hayat yer degistirir...

Kaynagi baska, ugragi, yolu, macerasi baska olan seni asik eden nedenler yol boyu yeni nedenlerle zenginlesirse yenilenir, ve surer ask...

Bazi nehirler vaktinden evvel kurur.
Kimini yol kurutur, kimini kaynak yetersizligi...

Askin gerçekligi yoktur. Zamani vardir.
Her ask kendi zamani içinde gerçektir.

Insanlar nedense yasananlarin degil, geride kalanlarin gerçek olduguna inanmak isterler.
Yasami eksilerle tartma aliskanligidir bu.
Oysa ki, bir zamanlar yasananlar da, geride kalanlar da gerçektir.

Geçici olan seyler niye gerçek olmasin ki?
Belki de kabul edemedigimiz geçiciligin kendisidir. Belki de bu yüzden "zaman"i bunca dert ediyoruz. Ve herseyi zamanla tartiyoruz.

Birçok kisinin aradigi ask degil "asik"tir aslinda...
Kendileri için, kafalarinda kurduklari "senaryo"yu gerçeklestirebilecekleri bir oyuncu...
Onlar "ask" degil, toplumda kendilerini temsil edecek bir "nesne-kisi" yi ararlar.
Bu ikisi arasindaki fark ilk bakista anlasilmayabilir. Ama hayat ikinci, uçuncu ve sonraki bakislarda derinlesen birsey degil midir zaten?

Asktan çok sey bekliyoruz. Nihayetinde ask bu. Onun da eti ne, budu ne?

Ask, neye oldugunu bilmedigin bir baslangiçtir.
Hem heyecan verici, hem ürkütücü olmasi bundandir.

Tüketilene kadar kullanilmis asklari daha çok hatiralar yasatir.
Yarim kalmis asklar ise yaslandikça baska tür bir siziyla yüze vurur.
Yasanmamislik baska türlü dokunur insanin içine...

"Yarim kalmislik" zamanin yetim çocugudur...

Askin hakki her zaman "beraberlik" olmuyor.
Ama o ask yine de yerinde duruyor.
Sahipsiz, ama kapladigi yere sadik...

Bazi asklar kendi yangininda ölür.
Yeterince tutusmadan, alevine doyamadan kül olur...
Erken rüzgâr, fazla har... ne derseniz deyin artik...

O an, belki biraz gergin, ama siradan bir andi.
Geçip gidecektik herseyi oluruna biraksaydik. Yapamadik.
Fazlasiyla katildik o anin olusmasina. Sonrasinda o ani o kadar çok hatirladik ki, o an mi kendini dayatti bize, biz mi bir âna bir hayat kadar yuklendik, bilemiyorum. Sonrasinda ikimiz de yasadigimiz o ânin içinde kilitli kaldik sanki.
Bir daha hiç disari çikamayacagimiz bir an yarattik israrimizdan.

Her iliskide her iki tarafin israriyla korunmus boyle anlar vardir.
Bir daha tekrarlanmayacagini biliriz. Hatirladikça...

Bir âna parlakligini veren bütün ayrintilar çok sonra deger kazanir...
Unutulmadikça...

Ask bazen boyumuzu asar.
Aklimizin, mantigimizin, bizi durduracagina inandigimiz her turlu iç fenerimizin yardimindan çare umariz...

Bazi asklar kendi yangininda olur. 
Daha once soylemistim ama olsun, bir kez daha soyleyeyim.

Sevgi ve ask konusundaki sorunlarimizin birçogu bu konudaki ezbere bildiklerimizi bozamamaktan gelir.

Bir iliskiyi bitiren seyler, her zaman herkesçe gorulup fark edilebilen, veya bir kerede anlasilabilen seyler degildir. Aksine, bir iliski çogu kez fark edilmeyen kuçuk seylerin usulca birikmesiyle biter.

Iliskiyi bitiren seylere sonradan ad konur. Once yurek fark eder bittigini. Ve kelimelerden uzak durur. Gunun birinde konusur...
Hersey o an basladi sanilir. Ama oyle olmadigini, bunca zamandir islemis olan o sureci ikisi de bilir.

Askin kelimeleri erken, ayriligin kelimeleri geç gelir.

Biliyorum butun bunlar bilmediginiz seyler degil, ama zaten çogu zaman bildigimiz seylerin kurbani olmaz miyiz?

Kaçirilmis firsatlar bir sure sonra ask tadi alir...

Kaybetmek istemeyecegin bir an yakalamak istersin; aski kesinlestiren boyle anlardir, bilirsin. Bir iliski boyle anlarla var olur ve çok sonra bunlarla hatirlanir.

Bazi kaçamaklarda gerçek bir ask soz konusudur. Yaslanip anilarina kapandiklarinda anlarlar o bir zamanlar yasadiklarinin gerçek ask oldugunu...

Korkularinin kendinden habersiz kayitlarina yazilidir kimilerinin asklari. Bazi insanlar korkmadan sevemezler...

Ask hatalari trafikte kirmizi isiga yakalanmaya benzer. Bir kere yakalandiniz mi hep yakalanirsiniz...

"Tek istedigim herseyin eskisi gibi olmasi." Eger bu cumleyi kuracak yere gelmisseniz, zaten hiçbirsey eskisi gibi olamaz.

Askta kaybedenlerin kavramlarla iliskisi yara alir.

Ask haklilik, haksizlik kaldirmaz. Boyle seylere takilmaz; o bildigini okur hep. 
Hakli da olsaniz, haksiz da, nafile...

Vazgeçmeyi ogrenmek asktan geçmektir.

Içini yuzyil kanatacak kadar buyuk bir ask istiyor insan, ustelik hayatin dakikalarla olçuldugu bu çagda...

Hayat aski her zaman kapi komsusu olarak çikarmaz karsiniza. Uzaklari yakin etmek duser size...

Insan gençken araya sadece mekanin girdigi ayriliklari tanir. Araya zamanin girdigi asklari tanimasi içinse zamanda yas almasi gerekir. Bu, kendisine ve karsindakine zaman tanima sanatidir.

Bu anlamda sabir, zamanin insanlara verdigi bir cezadir.

"Ben sadece yaziyorum, hanenize ne duserse..."

Hayatta kalpleri ayni seylere çarpan kisiler birbirlerini severler belki ama asik olmazlar. Askin oznesini harekete geçiren çogu kez "yabanci" olandir. Otekinin çekimine kapiliriz.

Ask geçmisi tekrarlama sanatidir.

Kimileri için ask bir yenileme deneyimidir. Bir oncekinde yapilan yanlislarin, hatalarin, kusurlarin simdi ve bu sefer telafi edilecegi sanilan bir ikinci alan firsati...

Askin mutlulukla ya da mutsuzlukla bir iliskisi yoktur.  Ask asktir.

Zamanin insana gulumsemesidir ask.

Bazi insanlarin kafasinda bir resim vardir. O resme modellik edecek kisiyi ararlar. Modelin kendisi degil resimdir onemli olan. Bunu ask sanirlar...

Bazen, onu birine anlatirken anlarsin asik oldugunu. Bazen de anlata anlata asik olursun.

Zamanda yolculuk etme istegidir ask.
Ask belki de bir teselli etme çesididir. Ruhu beden dindirir.

Ask vardir, ask yoktur. Hepsi bos laf.
Bir gun ya çikagelir hayatiniza, ya gelmez. Bu kadar basit.

Bazi asklar için su soylenebilir: Bazi yaralar asktan degil, ana-babalarimizla yasadiklarimizdan. Onlarin birbirlerinde açtiklari yaralardan kalan eski tanikliklar...

Askin gucu karsisinda soyle demek te mumkun: Bu ask bizim ona verdigimizden daha fazlasini hak ediyor. Biz ona yetmiyoruz.

Ask niyetiyle yasadigimiz bazi kisa heyecanlar kalbimizin yerinde durup durmadigini anlamak içindir.

Ask, birçok insan için hayatinin felakete ugramis kismidir. Boyle olmasa da buna inanmak hoslarina gider.

Insan hayatinin birçok konusu varken, birçok insan ask hikayelerini "hayat hikayesi" sanir.

Ask sessizlikleri... Her zaman seslendirilmeleri gerekmez.

Ask ve sogukkanlilik... Bir araya gelmesi zor ikili...

Ask, insanin risk aldigi bir sureçtir.

Herkesin omrunde sadece aska ayirdigi bir donem olmali...

O asktan geriye ne kaldi sorusu... Her zaman agir soru.

Askin nereye kadar gidecegi bilinmez. Buyrun korkmak için bir sebep daha...

Bedel odenmis asklarda isler kotuye gittiginde taraflar birbirlerini suçlamaya baslar. Kaçinilmazdir bu. Geçmisin sizi takip etmesini istemiyorsaniz, zamaninda odediginiz bedeli unutacaksiniz. O da unutacak. Bunun kabullenilmesi gerekir. Sonrasinda borç giderek katlanir çunku, alacak ta...

Iliskiniz uygar olabilir ama ask uygar degildir. Evcillestirilememis dogasina geri doner.

Sen aklinla ne dusunursen dusun, kalbin kendi hafizasi vardir.

Ask bir disiplin isidir.

Birçok insanin asktaki basarisizligi onun bir disiplin isi oldugunu bilmemesinden kaynaklanir.
Ask kalbe itaat, iliskiye itina disiplinidir.

Buyuk laflar etmek askinizi daha buyuk, sizi daha guçlu kilmaz. Siz ne derseniz deyin, hayat boyunuzun olçusunu alir.

Insanin, omrune armagan ettigi hikayedir ask...

Hayatta bir ask karsiligi karsimiza aldigimiz seyleri dusunun. Yerinmek gereksiz. "Deger mi?" sorusunun bir karsiligi yoktur. Bilemeyiz çunku...

Geçmiste kalmis bir aski sonradan edinilmis degerlerle tartmanin kimseye bir yarari yoktur.
Yasadiklariniza sayin.

Gereginden fazlasini soylemek korkusu asiklarin çogunu dilsizlestirir. Hiçbir sey soylememeye saklanirlar.
Ask saklanir...

Asktaki sessizliklerin tadini ancak kendi içinde çok yol almislar çikarir.

Ask dokunulmazliklarin kaldirilmasidir. Sinir ihlalleridir. Bazen alçak esikli, bazen siddetli çatismalardir.

Ask, kopuslarla ilerleyen kesintisiz bir sureçtir...

Ask bize hayati yeniden kesfetme gucu verir. Belki de en buyuk yarari budur...

En evrensel dil "arzu"dur. Ask onun kutugune kayitlidir.

Askin onceden belirlenmis haklari yoktur. Biz, varsaydiklarimiz uzerinden mucadele ederiz. Her ask kendi haklarini yaratir. Bunun için sahip olunmasi gereken iki temel ozellik vardir: bireysellik ve ozgurluk anlayisi.

Gelecek korkusunun kurbani olmus asklar... 
En çok onlara acirim...

Ask gerçeklik kaybidir.

Aska varmak için kin geçidini asmak gerekir.

Ask arti deger uretmelidir. Kendi dinamiklerini ve degelerini uretmelidir. Bittikten sonra bile geriye bu degerler kalir.

Varsin bir yere çikmasin bu yol. Gene de çikmaya degmez mi yola?

Asktan bir kurum yaratmaya çalismayin. Yasamda birçok seyi olduren burokrasi once askin hakkindan gelir.

Ibret alinacak hiçbir ask hikayesi yoktur. Iyi bir hikaye olsun yeter.

Ask bir parçalanmayi getirir beraberinde. Gundelik kaliplarin, bize ogretilenlerin, aliskanliklarimizin çatirdadigini duyariz.

Ask dayanma gucu gerektirir.

Asik olmanin gerilimini tasiyamayan insanlar ya erken kaçar, ya yasadiklarini gundelik hayatin diline indirgemeye çalisir ya da reddeder.

Karsi tarafin sinirlarini kendi sinirlarin kabul etmek aska omur katar. Hayat ve hareket anlamina gelir.

Bazi insanlari tanidikça onlarin sonunda mutsuz olmak için asik olduklarina inanasiniz gelir.

Tutku gorulmek ister. Izbede yasayamaz. Saklanamaz. Bir sure saklaniyormus gibi yapmasi bile ortaya çikmak için farkli, bilinmedik, beklenmedik yollar aramasi demektir.

Tutku her zaman gosterisli, kiskirtici bir seydir.

Ask basit bir seydir. Karmasiklastirmayin.
Ask karmasik bir seydir. Basitlestirmeyin.
Yerine gore ikisi de dogrudur.

Aski vahsilestiren sey yalnizca tutkunun siddeti ya da tenin tutusmasi degil, gucunu buyulenmekten alan karsilasmalarin tilsimidir.

Insani asik eden sey buyulenmedir.

Ask fazla sorgulanmaya gelmez olgulardan biridir. Birçok bilesenden ve bilinmeyenden olusur.

Askta hangi bilesenin digerinden daha guçlu oldugu kolay anlasilmaz. Birçok sey film bittikten sonra anlasilir.

Deneyim tehlikeyi arttirir. Daha onceki yasanmisliklarin yogun bir korkusu vardir sonraki asklarin baslangicinda.

Mutsuzlugun kendine gore bir tembelligi vardir. Mutsuz asiklarin çogu onun golgesine siginir. Mutsuz olmak kolaydir. Hiçbir sey yapmaniz gerekmez.

Su dunyada ask ve adalet kadar suistimal edilmis kavram zor bulunur.
Ayrica askin adaletle de arasi hiç iyi degildir.

Ask, karsindakine, ona hiç olmayan bir guç bagislar. Ask geçene kadar...

Celiskilerin, tutarsizliklarin, her çesit saçmaligin, hatta akildisiligin kendisine genis bir alan buldugu bir olgudur ask. Hiçbirinin onemi yoktur. Ask bir sistem degildir, mekanizmasini anlamaya çalistiginizda, kurcalamaya aklkistiginizda dagilir.

Bir askta en aranmayacak sey tutarliliktir.

Ask uzerine konusurken saçmalamamak imkansizdir.

Bagislanmaya ihtiyaci yoktur askin. Anlasilmaya da.
Keske uzerinde hiç konusulmasa...

Her koklu tutku gibi ask ta sinirlara yapilan bir yolculuktur. Ya siz genislersiniz, ya sinirlar...

Askin en dayaniksiz oldugu konu, can sikintisidir. Hiç kaldiramaz.

Bence en ideali bir yetiskinin aski çocuk pervasizligiyla yasamasi. Buradaki anahtar sozcuk: perva.

Ask, insanin umudunu kesmemesi demektir. Umutla yakin iliskisi vardir. Bu yuzden "Ask ve Devrim" yan yana guzel durur, yakisir.

Her askta kayginin varligi onemlidir. Aska omur katar.

Ask nasil geçip gitti kapimizin onunden; bilemedik !

Varsin hiçbir yere çikmasin bu yol, yine de çikmaya degmez mi?

Yolda geçirdigimiz zaman, vardigimiz yerde geçirecegimiz zamandan daha kiymetli olabilir.

Hazirlik evresi uzun tutulmus asklar erken sonuca ulasir. Tum malzeme hazirlik asamasinda tuketilmistir çunku...

Sonradan askin yapiminda kullanacagimiz malzemeleri çocukken biriktiririz. Ve onlarin ne olduklarini hiçbir zaman bilemeyiz.

Aska gosterilen direnç kadar, asik olmak için gosterilen iradenin de ne çok çesidiyle karsilastim su hayatta. Inatçilik dedikleri çok "çesitsiz" birsey, birbirine fazla benziyor.

Her askin odulleri ve cezalari kendi içinde tartisilabilir elbet, bir tek sonuçlar tartisilmaz. Butun sonuçlar gibi yeterince somut ve gorulebilir seylerdir.

Bir ask yazili hale gelmesini çogu kez bitmesine borçludur.

Ask bir gizemi deneyimlemektir. Herkesin basaramamasi bu yuzdendir.

"Kalbin arzuladigi yere giden butun yollar uzundur." Ask, uzun yola çikmaya hukum giymektir.

 Ask her seyden once saglam bir ego gerektirir.

Ask yaraticilik gerektirir.

Proust'un aska "yakalanan zaman" demesi bosuna degildir.

Pascal'in su sozunu anmadan geçmeyelim :
"Kalbin, aklin bilemedigi kendi ozgu nedenleri vardir."

Aska çok yaklasmistik... Olmadi, yarim kaldi, tasiyamadik, kaçip gitti, çok gençtik... Sonradan gonderdigi ozur ve pismanlik notlari geçmisi onarmaya yetmedi...

Ayakustu yasanmis olumsuz ask hikayeleri...

Anarsist kalpler unutmayin, ask bir disiplindir.

Her askta soylenmemesi gereken seyler sozlugu vardir. Biz sozluk edinmeye bakin.

Ask meraktir. Digerinin bilinmezlikleriyle çogalir.

Ask, içdunyamizda gerçeklesen bir alisveristir. Ne aldigimizi, ne verdigimizi kim bilebilir?

Ayrilik ogrenmektir. Kendinizi ve otekini ogrenmek.

Firtanaya ragmen durabilmek. Guç ve cesaret : Ask

Askta her zaman bir içerik ve biçim sorunu vardir. Bunun terimlerle adlandirilmasi guçtur. Belli bir hayat bilgisinin arkasina saklanir.

Askta, ne yaparsaniz yapin hakkindan gelinemeyecek sessizlikler vardir.

Askla birlikte insan kendisini yeniden kurar.

Askin en onemli sorunu gerçek disi olma olasiligidir.

Zamanin siradan akisinda sonsuzluga geçme firsatidir ask...

Bazi Avrupa dillerinde "asik olma" sozu yoktur. "Aska dusmek" denir.
Turkce'deyse ikisi de vardir. Asik olunur, aska dusulur, vurgun yenilir, sevdalanilir, tutuldum denir. Turkçe'de ask say say bitmez...

Ask hayat ister.
Nasil bazi gezegenlerde hayat yoksa ve bu yuzden canlilar yasayamiyorsa, bazi insanlarin içinde de hayat yoktur. Yasadiklarina bakmayin...

Aski yasamis, bilen insanlarin dostlugunda daha saglam birsey vardir. Ask akrabalarina da yardim eder.

Ask hakkinda ne soylerseniz soyleyin,

Eksik kalacaktir...


3 yorum:

  1. ...o zaman aşkınla dol kalbim
    nerden ne kadar derlediysen o kadar
    senin kendine seçtiğin alameti farika
    uzun bir gece görünümünde geçerli hala

    t.uyar

    YanıtlaSil
  2. Insani asik eden sey buyulenmedir.
    çok güzel :-)

    YanıtlaSil
  3. Ben de en çok "ask bir gizemi deneyimlemektir." i sevdim:)

    YanıtlaSil