Bu davetin, "kadın kontenjanı" ndan geldiği kanısındayım. Yoksa benim ne işim vardı orada?
"Ben arabalardan anlamam. Hatta ilgi alanıma bile girmiyorlar." deyip yine de daveti reddetmedim.
Aslında, dürüst olmak gerekirse, o gün yapacak daha iyi bir işim yoktu da ondan. Yani bu davetin "opportunity cost"u yüksek değildi.
30. Uluslararası Otomobil Festivali - Otomobil Tasarımı ve Konsepti
Açılış akşamında Jean Todt, Alain Prost, Ian Callum, Shiro Nakamura gibi otomobil dünyasının hatırı sayılır kişileri vardı. Tabi ben bu kişileri bu güne kadar tanıyor muydum? Elbette ki hayır.
Ve şimdi ben size burda gördüğüm arabaların beygir gücünden, lastik kalitesinden de bahsedecek değilim.
Ama...
İnsanda uyandırdığı hayranlıktan, arabaların baştan çıkarma yetisinden, "arzu"yu nasıl tetiklediğinden,
bazı markaların kimliğini bir objet üzerinde nasıl net oturtabildiğinden ve insanların bu ortak kodlarla birbiriyle konuşabildiğinden,
bu tarz arabaların neden ve nasıl bu kadar sexy olabildiklerinden,
insanların böyle arabalara sahip olma isteklerinin bilinçaltlarındaki hangi olgularla açıklanabileceğinden, kişiliklerini nasıl bazı arabalarla özdeşleştirdiklerinden...
Dış güzelliğin herşeye yakın, çok şey demek olduğundan, birinci vazifesi bir yerden bir yere gitmek olan basit bir otomobilin, insanın hayal gücü ve yaratıcılığı devreye girdiğinde, tasarımın nasıl bu kadar paha biçilemez olabildiğinden... bahsedebilirim.
Evet evet, benim ilgilendiğim kısmı bu.
Zira kendimi bir araba karşısında tanımıyormuşum ben.
Hani ben sarışınları aslında sevmem deyip sırılsıklam bir sarışına aşık olmak gibi...
Nerden biliyorsun neyi sevip neyi sevmediğini? O kadar basit değil bunu bilmek.
Bunu bilmek zaten bu kadar basit değilken, marka yönetiminin, tasarımın insanın arzu ve beğenilerinde bu denli etkisi ve hakimiyeti varken...
Bazı arabalar vardı ki güzelliği karşısında büyülendiğim, gözlerimi ondan alamadığım, yanından uzaklaşırken bile kendimi bir tuhaf, bir ezik hissettiğim, verseler kullanamam ama kendime çok yakın hissettiğim, ondan uzaklaştıkça dönüp dönüp arkama baktığım, bağımı kopartamadığım, öylece basıp gidemediğim arabalar vardı...
Tüketim toplumunun oyunları bunlar !!!
Asla kanmam !!!
Bilinçli ve entellektüelim.
Gidip biraz Kant okuyayım...
2014 yılının en güzel arabası : JAGUAR XE (Ian Callum eşliğinde)
Peki 2014 yılının en güzel arabası olmaya aday arabalar hangileriydi?
Mazda MX-5
Smart Forfour
Mercedes Classe C Break
Citroen C4 Cactus
Fiat 500X
Opel Adam Rocks
Renault Espace
Jaguar XE
Sergilenen diğer konsept otomobillerden bazıları:
İlk önce, müsadenizle benim aşık olduğum araba...
Resmen o gece araba rüyama girdi. Bu nasıl bir güzelliktir böyle...
Bu kesin uçuyordur.
ASTON MARTIN
BMW Connected Drive
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder