Kış birden geldi Paris'e. Hazırlıksız yakalandık sanki. Daha bundan sadece 1.5 ay önce ekim sonunda minicik shortumu giyip Buttes de Chaumont parkına güneşlenmeye gittiğime inanamıyorum. Koluma da iki tane uğur böceği konmuştu o gün. Ama onun hikayesini başka bir gün anlatacağım.
Kış birden geldi. Oysa yazın yeni aldığım güneş gözlüklerimin sefasını süremedim daha. Başka bahara kaldı artık.
Pencereden bakıldığında çok soğukmuş izlenimi veren herşey var, gri bir gökyüzü, biraz rüzgar, kış uykusuna yatın sakın dışarı çıkmayın der gibi bir hava. Ama öyle değil. Hava soğuk değil aslında. Yani ben soğuk diye buna demem... Hakiki soğuğu bilir misiniz? Böyle ellerinizi keser, yüzünüzü keser hava. Dışarıda geçen her dakika ızdıraptır. Bu hava soğukmuş gibi yapıyor ama değil. Çık saatlerce yürü dışarda, kış kokuyor her taraf. Kışın bir kokusu vardır ya kendine has hani böyle biraz küflü, işte öyle. Ama böyle kokmalı aralık ayı. Aralık ayı soğuk olmalı, kışın karakterini yansıtmalı, yoksa ben o Noel'den birşey anlamıyorum...
Noel demişken... Noele 2 haftadan az kaldı. Yılın en şımarık ayı aralık ayı, herkeste özel bir haller var. Herkes ellerinde hediye paketleriyle koşturup duruyor oradan oraya. Düşünün bir kere, şu anda sizi mutlu etmeye çalışan insanlar var şehrin bir yerlerinde...
Şu hediye faslına bu sene daha pratik yaklaşıyorum. Material bir hediye yerine ailenin her ferdine benimle beraber bir konser, sirk, gösteri vs... bileti hediye ediyorum. Bence "hizmet" çok iyi bir hediye. Mesela biri de bana yüz ve vücut bakımı, bir masaj, bir Pekin sirki, hele hele bir de Paris Opera Garnier'de sadece 1. ve 2. kategoride kalmış yerlerden bir Opera hediye etse bir çantadan çok daha makbule geçer doğrusu. Pekin sirkine yer kalmamış ne yazık ki ! L'Empreur de Jade... Offff ne şahane olurdu! Bu Pekin sirkine üç kez gittim her sene gidebilirim, muhteşem.
Şehir yine bezenmiş, giyinmiş, süslenmiş... O tuvaletini çoktan giymiş, bizim sıramız da gelecek.
Bu arada fark ettim de, Avrupa'nın çeşitli şehirlerinde Christmas marketlara gittim. Paris'tekine hiç gitmemişim. İnsan sahip olduklarına körleşiyor. Sahiden öyle.
Annem gelsin, beraber gideriz.
Paris en sevdiğim şehir. Olmadık zamanlarda google'a Paris yazıp, şehrin havasını uzaktan içime çekmeye çalışıyorum. Öyle Paris diye etrafta gezinirken yolum buraya hiç düşmüyor ama :(
YanıtlaSil...ve bugün Miami notlarına bakarken Gezimanya'da denk geldim. İz sürdüm ve 'voila' buradayım işte :)
Valla tanıştığımıza çok memnun oldum :)
Özlem ben de tanıştığımıza çok memnun oldum, ne güzel bir yolculukla bulmuşsun beni, yani bloğumu:) Miami yolculuğundan Paris'teki hayatıma...
YanıtlaSil