Paris'te turist olmak...
Bu mehirde yillarca da yaşasanız, doğma büyüme "Parisienne" de olsanız yapacak şeyler, keşfedilecek yerler bitmiyor. Bitmez...
Non-stop life happening bir şehir. Her daim bir yerleri oynuyor. Hiç durmuyor.
Birileri geliyor, birileri gidiyor, herkes hem Paris'li hem değil...
MAMA SHELTER
Paris böyle bir yer işte, metrekareye düşen güzel yer sayısı çok fazla. Hepsine hakim olamıyorsun, oldum sanıyorsun, bir de bakmışsın daha yeni yeni neler keşfediyorsun...
Paris 20. arrondissement'da, Nation tarafinda bulunan evimizin hep güneyine doğru bir sosyal hareketlilik içine girmisiz. Evimizden kuzeye dogru bir mekan arayışı hiç aklımıza gelmemiş.
MAMA SHELTER aslinda luxe bir otel. Tanınmış kişilerin de tercih ettiği bir mekan.
Mama Shelter'da gördüğünüz her insan kadin, erkek, genç, yaşlı, dergi kapağından fırlamış gibi. Herkes fashion...
Çok class bir mekan. İçinde koltuk ve kanape olan, insana kendini evinde hissettiren mekanlardan...
Tam ortada dikdörtgen bir bar var.
Aksam yemeginden sonra barda yer bulunmuyormuş. İlk fırsatta denemek istiyorum...
Her haftasonu unlu bir DJ çalıyormuş. Kokteyller üstünmüş.
Mişli geçmiş zaman çünkü Mama'nın akşam yemeklerinin ve gece hayatını da iyi bilen, her hafta buraya abone yakın arkadaşım Aude'un ağzından...
Bundan 2 hafta once buraya sonunda ben de Aude'un davetiyle aksam yemeğine geliyorum.
Yemekler şahane şahane olmasina ama, özellikle ortam insana kendisini çok iyi hissettiriyor.
Bence bir mekanin başarısı en çok bununla ölçülür.
Benim kalite parametrelerimden biri de bu: Gözümün yorulmaması...
Kaliteye dair görüşlerimiz, yaklaşımlarımız her yeni deneyimle şekilleniyor.
Benim son zamanlardaki en önemli kalite paramatrelerimden birisi çevremdeki herşeyin, ozellikle insanların yavaş ve narin hareket etmesi.
Herşeyin, varlığıyla yokluğu fazla farkedilmeyecek seviyede yerinden oynaması.
Kısacası dikkatimi dağıtacak, gözümü yoracak her türlü dış etkenin sıfıra yakın olması...
Mama Shelter'da bu kriterin yakalanması garanti.
Müşteri yelpazesi son derece oturaklı, gün görmüş ve kuğu gibi zarif...
Evet kuğu gibi hareket ediyor herkes.
Hafif...
Brunch için 1 hafta öncesinden rezervasyon yaptırmanız tavsiye edilir.
Mama Shelter'daki ilk deneyimimden o kadar memnun kalıyorum ki, ertesi hafta sevgilimi de buraya brunch'a getirmeye niyetleniyorum.
Meğer 1 hafta öncesinden rezervasyon yaptırmak gerekiyormuş, yoksa asla yer bulunmuyormuş.
"Yok artık" demek geliyor içimden. Hani öyle vızır vızır bir sosyal hayatı olan bir semt te değil, kim geliyor buraya sırf yemek yemek için?
Hiç şaşırmayın. Mama Shelter her daim popüler, her daim dolup taşıyor.
1 hafta öncesinden pazarımı böyle planlamak pek hoşuma gitmiyor ama mecburen rezervasyon yaptırıyorum. Mama Shelter buna değer, biliyorum.
Ertesi pazar brunch'a Mama Shelter'dayız.
Koltuklarımıza bir kuruluyoruz sevgilimle, değmeyin keyfimize.
Elimizde bir de çarşaf çarşaf gazetemiz olsa tam evde eski usül pazar kahvaltısı diyeceğiz...
Bir zengin büfe, bir zengin büfe anlatamam...
O ortadaki, akşamları etrafı insanla çevrili o dikdörtgen bar pazar brunch'larinin büfesi. Her ürün en son kalite, her yiyecek en detayına kadar özenle hazırlanmış. Rafine.
O sashimiler, deniz ürünü salatalar, peynirler, tiramisular, tartlar enfes enfes...
Surahiyle masaya gelen portakal suyu, taze sikilmis portakal suyu.
Gelen kahve uyduruk degil, bayaa bayaa expresso.
Sıcak çikolata, toz değil, erimiş çikolata ve sıcak sütle karışmış Parislilerin deyimiyle anneanne tarifi sıcak çikolata. Ağzınızda sizi mest eden bir tad, içinizi ısıtan bir tad...
Bu tadı damağımızda kalan enfes brunch kişi başı 42 Euros...
Paris'te normal bir burnch ortalama 25 euro. Ancak aradaki kalite farkı fiat farkından çok çok büyük...
5 Mama Shelter var: Paris, Lyon, Marsilya, Bordeaux, Istanbul
Mama Shelter gibi bir concept yaratiyorsun. Bundan 5 tane yapiyorsun.
4'ü Fransa'da. Bir tane de yurt dışında açalim diyorsun. Ama nereye açsak nete açsak diyorsun...
Aklına ilk gelen sehir İSTANBUL. Bence şahane bir seçim...
Hem de Istiklal Caddesi'nin tam göbeğinde...
Istanbul'a tekrar yolum düştüğünde gideceğim ilk mekan burası olacak. Bütün arkadaşlarıma vereceğim Randevu adresi burasıdır. Şimididen duyurulur.
Annemin güvenli ve sıcak kollarında olmak gibi: Mama Shelter....
Paris'te Jazz-Brunch: LE RÉSERVOIR
Bir yer dusunun Carmen'in elinde sampanya içiyorsunuz: BEL CANTO
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder