28 Ağustos 2014 Perşembe

Sağlıklı Yaşam (3) : Bırakın leptin hormonu formunuzu korusun.

Efendim, asla geri çeviremeyeceğim çok sevdiğim canım arkadaşımın özel isteği üzerine Sağlıklı Yaşam serilerine devam ediyoruz.

Daha önce de söylediğim gibi, zaten herkes herşeyi biliyor. Yemek yemesini benden öğrenecek değilsiniz.

Ben burada, kendi okuduğum, yıllar içinde deneyerek keşfettiğim, kendi yaşam biçimime, metabolizmama, kendi bünyeme uyan şeyleri paylaşıyorum.

Daha önceki yazıda yazmıştım. Yıllar önce Montignac diye bir Fransız doktorun bir kitabını okumuştum. Özellikle, düşük glisemik indexli yeme düzeninden bahsediyordu. O zaman kafamda bir ışık yanmıştı. Demiştim ki, evet, insanlar çok yediği için değil, yemek yemesini bilmediği için kilo alıyor veya veremiyor veya ulaştığı kiloyu koruyamıyor.

Ve yemek yemesini öğrenmek te o kadar da derya deniz değil. Yeme alışkanlıklarınızda yapacağınız ufak değişikliklerle birkaç haftada bile inanılmaz sonuçlar alacağınızdan şüpheniz olmasın.

Benim çok sevdiğim cümlelerden biri de şudur:
Goals are for loosers, systems are for winners. 

Yani "şu kadar kilo vermeyi hedefliyorum" diye yola çıkan uzun vadede baştan kaybetmiştir arkadaşlar.
Ancak, yeme alışkanlıklarımı değiştirecek yeni bir beslenme sistemi kuracağım diyenler, işte onlar kazananlardır. Çünkü hedefler birkaç kaçamakta tepetaklak olabilir. Ama beslenme alışkanlıklarına yani sisteme birşey olmaz.

Ortalık güçlü kadınlarla dolu ama 4 saat yemek yemeden duramıyoruz.

Bunu da yıllar önce öylesine bir dergide okumuştum. Ve bilimsel olarak vücudumda ne olduğunu tam olarak bilmesem ve açıklayamasam da bunun böyle olması gerektiğini fizyolojik olarak biliyordum.

Dergide özetle şu vurgulanıyordu: Öğün atlamayın. Ne kadar yerseniz yiyin. Yemeklerden çok size yemek aralarında yedikleriniz kilo aldırır. Bu nedenle ne yiyecekseniz o öğün içinde hepsini birden yiyin. Ve ondan sonra bırakın vücudunuz yakma işlemine geçebilsin. Çünkü siz ağzınıza bir lokma birşey attığınızda dahi o destokage işlemi duruyor ve stocage süreci başlıyor. Vücut diyor ki, ah mideye yeni bir girdi var, hem stockage hem destocage yapamayacağıma göre öncelik yeni girdinin yani stocage işleminin...
Yani siz bu vucudunuzun bu ritmini bozmus oluyorsunuz.
Ağzınıza bir lokma atsanız bile çökme ve erime süreci duruyor. Ve bu destocage süreci ancak yemek yedikten 4 saat sonra başlıyor.
Mesela yağ depolarından kullanmak isteyenler, spora gitmeden 4 saat önce yemeyi bırakın. Bu durumda vücutta şeker olmadığından enerji direk depodan kullanilacaktır.

Ben, bu zaten bildiğim sürecin LEPTİN HORMONU denilen bir hormonun salgılanmasına izin verdiğimizde yediklerimizi depolamadığımız gibi, depolardan harcanılacağı bilgisine bilimsel olarak yeni eriştim.

Leptin hormonunun çalışmasına izin veren kimse kilo almaz.

Ağzımıza bir lokma attığımız anda insülin hormonu çalışmaya başlar. Kan şekerimiz yükselir. Ondan sonraki 2 saat içinde derhal kullanılmak üzere enerjimiz olur. Kullanılamayanlar zaten depo edilir. Buraya kadar sorun yok. Sorun o 2 saatten sonra vücudun acıksa da, acıkmasa da  kendini oyalamak için birşeyler yeme isteğidir. İhtiyacı değil.

Ancak, normal ve sağlıklı bir bedene sahip olmak istiyorsak hiçbir şey yemeden ve acıkmadan 4-5 saat geçirebilmemiz gerekir.

Ağzımıza attığımız son lokmadan ancak 4 saat sonra Leptin hormonunun salgılanabilmesiyle vücudun yağları yakma süreci başlar.

Bu demektir ki sıkıntıdan ya da enerji kaybı yaşadığımızı sandığımızdan sık sık birşeyler atıştırmak, şu meşhur ara öğünler vücudu her zaman stokage işleminde tutuyor ve kendi kendine sisteminde mevcut destokage işlemine geçmesini engelliyor.

O dergide yazan da buydu. Hani çok istiyorsan mesela, tatlını da ye, ama hepsini kompakt bir halde bir öğünde ye. Sonraki öğüne kadar 5 saat birşey yeme.

Vücudun mevcut mekanizmasıyla yağlarını yakmasına izin ver.

Uyurken kilo verin.

Bu nedenle değil midir, geceden sabah midemiz boşalmış, karnımız düzleşmiş, hatta akşamdan sabaha 1 kg eksik uyanırız.

İşte en azından geceleri, uykuda 5 saatten fazla hiçbir şey yemediğimiz için...
Leptin hormonunun en rahat salgılandığı anlar gece uyku anlarıdır.

Derin bir gece uykusunun ardından, özellikle 00-05 arası uykuda olanlardan bahsediyorum, leptin hormonu vücudumuzu siler süpürür, temizler...

Uyumayan, ya da az uyuyan, ya da kaymış saatlerde uyuyup gece uykusunu kaçıran insanların kilo aldıklarını biliyor muydunuz?

Gece uykusu gençleştirir, güzelleştirir ve zayıflatır.

Diyeceğim odur ki, sık sık birşeyler yemek ve çok geç saatlerde uyumaya gitmek leptin hormonunun çalışmasını engeller.

Leptin hormu da ancak yaşam ve beslenme biçiminizin düzene girmiş olmasıyla ilgilidir.
Bir disiplin, bir irade işidir.
Ortalık güçlü olduğunu iddia eden kadınlarla dolu ama ağızlarına yemek atmadan bir 4 saat geçiremiyorlar.

Güçlü kadın ne istediğini bilir, kararını verir, odaklanır, gerekli değişimleri yapar, iradesi sağlamdır, sistemini kurar ve dış etmenlerin ona zarar vermesine izin vermez.

Son vardığım çıkarım, şişman kadının güçlü bir kadın sayılamayacağıdır.


Sağlıklı Yaşam Serisi (4) : Personal trainerın gözünden kilo veremeyen insanlar

Sağlıklı Yaşam Serisi (3) : Leptin hormonunun salgılanmasına izin vermezseniz kilo veremezsiniz.

Sağlıklı Yaşam Serisi (2) : Montignac Metodu

Sağlıklı Yaşam Serisi (1) : Herşey denge meselesi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder