21 Ekim 2016 Cuma

Izmir'de olmak

Yenilerde bir yazimda dedim ki, belki ilk askim degil ama en çok asik oldugum sehir Paris...
Dogru.
Ama...
Izmir dedin mi akan sular duruyor, ve o sular hiç boyle durmuyor baska bir sehirde...
Paris'e duydugum asksa, Izmir'e duydugum sevda...

Ozune donuk, içine donuk, batinin gobeginden gelip yuzu batiya donuk, ayçiceginin cekirdegi diger tabirle "çigdem" misali yuzu gunese donuk, ellere karisip, dunyaya karisip kalbim hep aileme donuk, 20-30 yillik arkadaslarimla yuregimizde "mazinin ayak sesleri" sohbetlerimiz hep gelecege donuk...

Evim Izmir'de degil ama Izmir'de her zaman evimdeyim. Izmir'deyim.
Kahverengi dolabimin onundeyim, içi içimin en derinlerine uzanan...
Izmir her geldigimde baska baska kiyafet giymis, modaya uymus, trendlere uymus, suslenmis puslenmis, oysa ben onun en paspal hallerini biliyorum, oyle seviyorum.
Izmir'de olmak, aileyle, eski dostalarla olmak, onlara doymak çok guzel.

Bu Izmir'in bir anlami daha var benim için çok ozel...
Malum... Ilk kez ana kucagina, kucagimda bebegimle geliyorum.
Ilk kez Izmir'e anne olarak geliyorum. Ilk kez Izmir'imin havasini içimden bir parçayla soluyorum.
Izmir'i ilk kez kizimla yasiyorum.
Mutluyum...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder