2 Kasım 2010 Salı

Yasam haritasinin tarifi yok: Kesfet ve uret...

Insan büyük değerlerini küçükken oluşturur. Üretmektir bunlardan en önemlilerinden biri... Sürekli gözlemlemek, gördüğünü algılamak, yaratmak ve hep üretmek... farkında olmak ve farkındalıklarımızı ifade etmek, görülebilir kılmak, ne zevkli...

Mesele bu degil mi zaten? Hepimizin bir yasam haritasi var. Bu haritayi nasil cizecegimiz ise kendi gozlemlerimiz, deneyimlerimiz ve kendi yorumlarimizdan ibaret...

Kural 1: bircok farkli seyi denemeye vaktin, enerjin, ve cesaretin olacak...

Bazi seyler sonuc vermeyecek, basari getirmeyecek, cope gidecek; vakit kaybettim demeyeceksin, cunku zenginleseceksin, hem de paha bicilmez bir sekilde...

Hayatin kilit kelimelerinden biri heyecan...
Bir ise, bir projeye, bir fikre, bir kisiye, bir arkadasliga, bir iliskiye karsi heyecan duymazsam o sey ilerlemiyor, birseylere donusmuyor demisti Ayse Arman...

Aynen öyle...

Hayatta once onu temsil eden bir misyonu olmali insanin...
Yerine getirdigi gorevler olmali... var olma nedeni olmali.

Psikiyatr Dr Umit Yazman bunu Freud'un "calis ve sev" dusunceleriyle cok guzel aciklamis bu durumu.
Soyle diyor: Insanlarin mutlu olabilmeleri icin once var olabilmeleri gerekiyor. Var olabilmek icin de mutlak surette gerekli iki eylem var o da uretmek ve sevmek diyor.

TAV'in CEO'su Sani Sener de ne demisti:
"85 yasina kadar calisacaksin, bir gun isten eve gelip oleceksin. Hayat budur!"

Öyleyse, kissadan hisse nedir?

Beynimiz sürekli çalışıp üretmekle meşgul olacak, yüreğimiz ise sürekli birseyleri sevmekle....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder