24 Nisan 2013 Çarşamba

LE FAYAN'da Djelabalar içinde bir Misir gecesi...

LE FAYAN : Nil uzerinde bir Palace

Ve hayatimizda ilk defa organize bir turla tatile çikiyoruz.
Zaten Nil Nehri baska turlu ayni verimle gezilemez.
Rehber, bilgilenme, ordan oraya ulasim....

Eskiden Marmara Tur'un Nil uzerinde en az 20 tane gemisi varken, 2 sene once baslayan olaylar nedeniyle azalan talepten dolayi simdi sadece 5 gemisi bulunuyor.

Durum boyle olunca normal sezonda 2.5 kat fazla olan Nil uzerindeki en yeni, en luxe gemiyi seçiyoruz. LE FAYAN



LE FAYAN

55 odali, 120 kisilik bir gemi...
16-23 Mart haftasi biz sadece 24 yolcuyuz...

Ihtisamli bir loby bar, en luxe otellerde gorebilecegimiz sahane kanapeler, koltuklar...


Guzel bir otel odasina esdeger, bir gemide bu derece konfora sapka çikarilir dedirten turden, yatagin onundeki camdan Nil Nehri'nin ruya gibi defilesini seyredebilecegimiz sahane bir oda...


Aksam yemegi masaya servis, ve en luxe restaurantlarda yiyebilecegimiz gastronomik yemekler..


En guzel otellerin havuz basi keyfini aratmayacak turden mukemmel bir guverte...

Guvertede ogle yemegi, her detayi ozenle dusunulmus en kaliteli yiyeceklerden olusan ustun bir bufe...




Gemi seyahatimizin her alaninin her detayiyla yakindan ilgilenen, son derece profesyonel, class, basarili, esprili, insan iliskileri mukemmel Le Fayan'in manageri : SAMER

Misir topraklarina ayak bastigimiz ilk andan son ana kadar bize eslik eden, her tapinakta bombardiman gibi verdigi paha biçilmez bilgilerle gezimizin degerini katlayan, her yaptigi espriyle bizi gulmekten kirip geçiren, sohbetine doyum olmayan, Misir'da yasayarak nasil benden daha iyi Fransizca konustugunu anlayamadigim sevgili rehberimiz : ADEL


Nil Nehri'nin en iyi kaptanlarindan biri bizim geminin kaptani...
28 yillik kaptan...

Nil Nehri'nin haritasi yok. GPRS falan yok. Navigasyon yok.
Hiçbir sey scientific veya yontemli degil.
Babadan ogula aktarilan bilgilerle, ya da bizim "alayli" dedigimiz turden..
Ne zaman, nereden donulecek, nereye nasil gidilecek hepsi aktarilan bilgilerden olusuyor.

Aralik ayinda Nil Nehri'nin su akisi çok derin olmadigindan butun gemiler en az bir kere kuma saplanirmis
Bizim kaptan Nil Nehri'ni avcunun içi gibi tanidigindan, nerede su yogunlugu fazladir, nerede degildir, nereden donmek gerekir diye bildiginden, butun gemilere çikis yolunu gostererek yolu açmis bir seferinde. Onun sayesinde gemiler kuma saplanmadan çikabilmisler


Bir de her aksam, biz yemekteyken sonra odamiza girip yatagin uzerinde bize bir surpriz hazirlayan house keeping ekibi var.

Simdi egri oturalim dogru konusalim.

Bunlardan bir tane, bir gun yataginizin uzerinde bulsaniz sasirirsiniz ve hosunuza gider. Ancak bana gore son derece gereksiz bir hizmet. Biz aksam yemegindeyken, arzumuz ve ihtiyacimiz disinda, birisi odamiza giriyor, abudik gubidik seyler yapiyor, ve bizim yemekten donmemizi bekliyor. Kapinin oralarda, tepkimizi gorebilmek için bekliyorlar. Kusura bakmasinlar; her aksam her aksam bu beni eglendirmiyor. Ama beklenildigi uzere bir çiglik, bir kahkaha atmak, bir el çirpmak ya da iste ne biliyim oyle bir tepki vermek gerekiyor. Ki inanin, her aksam, bu, insani yoruyor. Le Fayan'a dair verebilecegim tek tavsiye bu surprizin son gune saklanmasidir. Her aksam, her aksam bundan keyif almamizi beklemek pek dogru degil. Kanimca...
Hosuma giden iki tanesini sizlerle paylasiyorum.



Ozel Misir Gecesi ve Djelaba

Gemimizin direktoru Samer ilk gun soyledi:
Persembe aksami ozel Misir yemeklerinden olusan bir bufe kurulacak, canli muzik olacak, animasyon olacak.
Herkes Misir kiyafeti dedigimiz "Djelaba" ile gelirse çok seviniriz dedi.

Djelaba da ne? 

Hani su uzun elbise gibi, hem kadinlarin hem de erkeklerin giydigi turden...

Biz de oyunu kuraliyla oynadik.
Kendimize birer Djelaba aldik.


Bir de baktik herkes oyunu oynamis. Muthis...


Ciçegi burnunda sevgililer... Ikisinin de esi vefat etmis. Bey amca Odile'in rahmetli kocasinin is arkadasiymis. Hepsi arkadasken Odile'de gozu de yokmus hani ama yalniz kalinca bu saatten sonra daha iyisini mi bulucam demis. Nasil tatli bir çift anlatamam... Normal tutkulu bir çift gibi devamli didisiyorlar. Pardon, Odile devamli adama laf sokuyor, onu tersliyor... Adam da nasil hayran hayran bakiyor kadina, Odile soyledir, boyledir diye anlata anlata bitiremiyor. Mukemmel bir çift... Omurleri uzun olsun...


Veee Victoria Backham'in sarisin hali.. Hiç suphesiz geminin en tas hatunu. Giydigi Djabala da o biçim... Laf aramizda, bu kadin torun sahibi.



Ve çok sevgili rehberimiz ADEL


Yarin Misir'da son gunumuz...
En eski tapinak Karnak Tapinagi gezisi...
Luxor souklarinda alisveris...
Ve aksam yine eglence...

Bu sefer piste çikarip dans ettirdirler beni.
Herkes "dansçi"gel "dansçi" git demeye basladi...

Minik bir video da var. O da bir sonraki, son Misir yazisina...

Nefertari bir Hurrem Sultan olabilseydi sayet... : ABU SIMBEL

Sagi solu belli olmayan kadinlar gibi... : PHILAE

1 Tapinak 2 Tanri: KOM OMBO

Kalbiniz kus tuyunden hafif olsun...

Champollion'un soyundan gelen adamin hali bir baska oluyor...

Hâyâlimde timsahlarla dolu bir Nil var...

Misir hâyâl edebilecegimizin çok otesinde...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder