24 Eylül 2013 Salı

LINDOS: Burada zaman durmuş...

Marmaris'ten sabah 9'da kalkan gemimize binip 1 saat 15 dakikada Rodos'a varıyoruz.

Hazır yolculuk modundayken, Rodos tatilimizin başında, ayağımızın tozuyla ilk önce LINDOS'a gitmeye karar veriyoruz.


Daha önceki ada tatillerimden tecrübeliyim. Ada dediğin araba kiralayarak gezilir.
Arabana atlayacaksin, önüne çıkan her sevimli koyda denize gireceksin, her köye dalacaksın.
Gizli sakli kalmış bütün güzellikleri didik didik keşfedeceksin.
Adayi arabayla tavaf edeceksin. Arşınlayacaksin...

Biz de aynen öyle yapacaktık... Ama yapmadık.

Zira Rodos, diğer adalara kıyasla, inanılmaz gelişmis bir karayolu ağına sahip.
İstediğimiz her yere hem de acaip cazip fiatlarla otobüsle gidebiliyoruz.
Rodos'ta, araba olmazsa olmaz bir unsur değil.
Biz de ne yapiyoruz? Derhal otobüslerin kalktigi yeri sorup öğreniyoruz. Limandan çıkıp kalenin surlarını takip ederek yürüyerek 10 dakikada varıyoruz.

Anlaşılan Rodos'u otobüsle gezmeye karar veren sadece biz degiliz. Otobüs duraklarının orası turist kaynıyor. Ve otobüs şoförleri dahil herkes turistik rehber. Ne soru sorsak takır takır cevap veriyorlar. Hemen hemen 20 dakikada bir gitmek istedigimiz her yöne otobüs var.
Harika bir hizmet. Hayran kaldım. Bayıldım...

Rodos'un 50km güneyinde bulunan Lindos Kenti'ne gitmek üzere biletimizi alıyoruz.
Kişi başı sadece 5 Euros...



LINDOS : Zamanin durduğu, eski çağlardan beri akmadığı kent...

Son derece konforlu otobüs yolculuğumuz esnasında, biri Meksikali, diğeri Cek bir çiftle tanışıyoruz. Yol boyunca sohbet ediyoruz. Onlar da, Rodos'ta mutlaka gidilmesi gereken koylardan birisi olan Anthony Quinn Bay'e gidiyorlar.

Her sabah 11'de,  Rodos merkez'den kalkan, Anthony Quinn Bay'in tam dibine kadar götüren bir otobüs seferi var. Onu kaçırırsanız diğer otobüslere binip LADIKO'da inersiniz ve Anthony Quinn koyuna kadar 15 dakika yürürsünüz. Onlar da aynen öyle yapıyor. Biz ise yola devam.

1 saat civarindaki otobüs yolculuğumuzun ardından Lindos'a varıyoruz.

Lindos'a varır varmaz sanki çağ değiştiriyoruz...

Burada zaman adeta durmuş gibi. Akmamış hiç, akmıyor da...
Görkemli Lindos kalesinin karşısında duruyoruz. Aşağı doğru inmeye başlıyoruz.
İner inmez kendimizi Lindos'un güzelliğine kaptırıyoruz. Kaptırmamak elde değil.
Bırakıyoruz kendimizi Lindos'un tarih kokan daracık cici sokaklarına...
Kaybolmak, tarihin bir yerinden çıkıvermek istiyoruz.
O bembeyaz konaklara bakmaya doyamıyoruz, gözlerimiz kamaşıyor.
Rum kaldırım taşlarıyla bezenmis yollarda yürürken mistik bir atmosfer bizi teslim alıyor.
Resmen başka bir çağdayız...


Bir yerde okumustum çok hoşuma gitmisti.
"Yunan'lılar kendisini Italyan sanan Türkler'dir" diye...
Evet aynen öyle. Siz bakmayın onların Yunan geçindiğine, hepsi Türk onların.
Şu, akşamüstü kapı önü sohbeti karesi tanıdık geliyor mu?





Antik Lindos

116 metrelik bir kayanın tepesinde asılı gibi duran Antik Lindos adanın en önemli arkeolojik alanlarından birisi.

Mitolojiye göre, Lindos Kenti'ni, Danaides'in Mısır'dan gelen 50 kızı kurmuş.
Ve Tanrıça Athena Tapınağı ile süslemişler.

Rodos tam bir kadın, dedikleri gibi "kışkırtıcı bir kadın"...

Antik Lindos'un eteklerinde yüzmek...

Ada'nin en turistik sahillerinden biri olan Lindos plajına doğru alçalmaya geçiyoruz.
Araba yolu olmayan, illaki yürüyerek inilen, sadece birazcık eziyet çekmeye razı olanların yaşayacağı ayrıcalıklı bir deniz-kum-güneş keyfi...

Lindos merkezden eşeklere binerek plaja kadar yorulmadan da inebilirsiniz elbette.
Ama biz eşeklere kıyamıyoruz. Valla kıyamıyoruz...
Patikavari bir yoldan tabana kuvvet, bu saklı güzelliğe doğru iniyoruz da iniyoruz...


Varır varmaz da kendimizi Lindos'un sığ ve tertemiz sularına bırakıyoruz...

Aslında biz sığ deniz sevmiyoruz. Hani böyle git git git hâlâ dizinde olan denizlerden...
Aniden derinleşen, bedenimizi birden suya birakabileceğimiz denizleri seviyoruz.
Ancak Lindos öyle ikna edici ki, neyi sevip neyi sevmedigimizi unutuyoruz.
Antik Lindos kentinin, beyaz konaklarının, Lindos kalesinin eteklerinde yüzme ayrıcalığına sahip olduğumuzu hatırlayıp engin deniz tutkumuzdan bugünlük vazgeçiyoruz.

Lindos'un masmavi sularının koynundayız. Daha ne olsun!

Lindos civarinda gidilecek yerler:

Agios Pavlos:
Lindos'tan yürüyerek gidilebilecek kadar yakın mesafede bulunan Agios Pavlos iki şirin kumsala sahip kapalı bir koy. Denize çok ince bir boğazla bağlaniyor. Tamamen havuza dönüşmüş bir deniz, bir doğa harikası.

Gennadi:
Gennadi, özellikle Fransiz arkadaslarimdan Rodos'a gidenlerin şiddetle tavsiye ettikleri bir belde. Boylu boyunca uzanan upuzun enfes bir sahil... Her türlü su sporu ve eğlenceye elverişli deniz ve kumsal.

Pefkoi ve Kiotari:
Lindos'tan 4km mesfade bulunan Pefkoi ve Kiotari koylarına Lindos'tan yine otobüsle gitmek mümkün. Yine büyüleyici bir kumsal ve sayfiye bölge olduğu söyleniyor.

Lardos:
Lindos'un bati kesiminde uzanan Lardos'un bir başka güzel sahili.
500 mt içeriye girince huzur dolu Lardos koyunda yerli halkla vakit geçirmek tavsiye ediliyor. Bir de Bizanslılar'dan kalan Lardos kalesi var elbette.
Bu memlekette tırmanacak kale çok.


RODOS: Kiskirtici bir kadin

LINDOS: Burada hayat durmus...

Rodos'ta bu aksam kalacak yerimiz olmadigini bilmeyen kalmadi...

FALIRAKI: Kumlarina uzanmaya geldim...

Basketbol maçi ararken Rodos'u fethettik.


2 yorum:

  1. aahhhh beni lindos günüme götürdü bu yazı. rodos'da old town'da kalıyorduk ve cok da bılmeden, denize girelim diye gidip biz de vurulmuştuk buraya. hele denizi ne kadar guzel degıl mı?

    YanıtlaSil
  2. Lindos muthis... Cevresindeki beldeler de cenneten kopma. Simdiden tekrar gitmenin planlarini yapiyorum. Nasil olsa komsu kapisi:)

    YanıtlaSil