18 Mayıs 2014 Pazar

En az 301 ölü, 76 milyon ağır yaralı var.

"Vay! Yine mi keder?
Ama artık yeter!
Yine başımda kara geceler..."


Soma başımıza gelen ilk felaket değil, maalesef son da olmayacak.
Zira ne bir gecede sayısını bile tam bilemediğimiz binlerce insanın öldüğü depremlerin, ne de memleketin dört bir yanından gelen şehitlerimizin tabutları başında kadrolar annelerin yüreğimizi sağladığı yıllar çok geride kaldı... Dün gibi aklımızda.

Toplu insan ölümlerinin kanıksandığı, normal kabul edildiği bir ülkede yaşıyoruz.

Yaraya su serpemez ama, her felaketin ardından birbirine tutunarak, birbirine kenetlenerek ayakta durabilmesini bilmiş bir toplumuz. Aynı topraktan gelmiş olmak bizi tek bir çatı altında birleştirmiştir, her zaman...

Ateş düştüğü yeri yakar orası bir gerçek, ama, bizim de akıtacak göz yaşımız, nasıl yardım edebilirim diye atacak bir yüreğimiz vardı.
Yine var. Herkese, her şeye rağmen var.

Soma...
Aynı toprağın insanı olmanın acıları sarmaya yetmediği, devletin sizin manevi desteğinizi, varlığınızı kabul etmediği, sadece kendisinin oynamak istediği bir alan burası.

İçi kan ağlayan insanların yasını bile tutamadıkları, madenin başında boş gözlerle bomboşluğa bakıp canının ciğerinin ölüsünü bile bekleyemedikleri bir yer burası...
Evinize gitmezseniz tazminat alamazsınız diye korkutarak muma çevrilmiş, içindeki acı öfke olmuş, bir yuh çekmiş insanların devletten dayak yediği yer burası...
İçimizi dökercesine bir sinirlenemediğimiz, tazyikli suyla susturulduğumuz, bir koşup bağıramadığımız, sindirildiğimiz yer burası...

Ne aptalız, ne zayıfız. Çaresiziz...

Yasımızı dahi elimizden alıp, yasımızı da tutmadan, yasımız üzerine günlerdir konuşuyorsunuz.

Bir yuh çeksem ne olur hah, ne olur yutuversen bir kere...
Babamı, ağabeyimi, kardeşimi, karnındaki bebeğin babasını kaybetmişim ben.
Bir yuh çekiversem, dinmeyecek acıma versen, öfkemi hoş görsen, bir kerecik te çocuğun içi yanıyor benim egomun ne önemi var bırakalım desen ne olur hah ne olur!
Ne zaman bu denli her şeyin ama her şeyin, milli yasımızın bile üzerine geçti her şey?
Ne zaman bir kişinin egosu koca bir milletin acısından öfkesinden önemli, değerli oldu?
Hangi ara bu kadar nefret ettik birbirimizden? Ve neden?

Bir yerleşim yerinin neredeyse tüm erkekleri yok oldu.

İki yıldır mayıs ayında kara bulutlar dolaşıyor memleketimin üzerimde.
Biri bitti diyoruz diğeriyle yıkılıyoruz.

301 maden işçisi...
300 Spartalı gibi tarihe geçecek bir rakam o...

13 Mayıs 2014
301 ölü
76 milyon ağır yaralı var.


Başımız sağ olsun.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder