21 Temmuz 2012 Cumartesi

Ankara Günlükleri (2)

Doyamadıgım kadınlar...

Doyamadıgım kadınlar var benim....
Onun oldugu bir ortamda ondan başkasını goremedigim, kilitlendigim, nefes almayı vakit kaybı saydıgım, benim olsun diye alıp içime sokmak istedigim kadınlar var...
Saatlerce, gunlerce vakit geçirsek te bize yetmez, derinligimiz eksilmez, çıtamızın boyu düşmez, bizim konularımız bitmez, eğlencemiz, kahkahamız dinmez, ateşimiz hiç sonmez...

Yetenek... mucizevi bir hazine...

Bana Latin dansları ve Arjantin Tango'yu ogreten canım arkadaşım Mine geldi Vişnelik tesislerine.
Tutkusunu işe dönüştürebilen insanlara olağanüstü bir saygı duyuyorum.
Bence bundan daha üstün bir başarı öyküsü olamaz. Mucizevi...
Üzerine para bile vererek yapmaya hazır oldugun, gece gündüz sadece onu yapmak istedigin bir activiteden, bir spordan, bir muzikten, bir resimden, yani yetenekten bir hayat kurmak...
Mine'm bunu başarabilenlerden...
Shine Dans Studyosu, Ankara'nın en eski dans studyolarından.
Latin danslari ve Arjantin Tango dedin mi bu işi en iyi Mine bilir.
Onu Tango yaparken izlemek bir ayrıcalıktır.
Hala dansa yatırım yapar, danstan geleni dansa harcar, bildigiyle, yapabildigiyle yetinmez, yurt dışına çıkar, en iyi hocaları bulur, onlardan dersler alır, yeni birseye el atar. Gyrotonic öğrenicem der, atlar Roma'ya gider, hiç durmaz, kendini geliştirir, hep yeniler.
Gelir ogrendiklerini ogretir. Comerttir.
Bilgiyi paylaşır, kendisine saklamaz.
O yukselirken, yanındakini de yukseltir.
Ne var ki kendi degerini bilmez o. Kendisini takdir etmez. Mütevazidir. İnanılmaz işler yapar, normal sayar, kimsenin gözüne sokmaz,  kendi gözünde büyütmez.

Degeri de burdan gelir, bilen bilir...

Siyah Beyaz Ankara

Vişnelik'teki yemekten sonra Siyah Beyaz diye bir mekana gittik.
Aslında dans edebilecegimiz bir yer arıyorduk ama burası oldu. Bir de çok ünlü bir yermiş burası, biz birşeye benzetemedik ama... Yaş ortalaması düsündüğümüzden yüksek. Elvis Presley donemi şarkıları soyleyen bir grubun çıktıgtı bir mekan. Girince önce pek begenmedik, burda bu yaslılarla nasıl eğlenicez dedik. Ama bir ara canli muzik susunca, DJ guzel parçalar koyunca orayı kendi çizgimize getirdik, bizim istedigimiz mekana çevirdik. Alfa'nın da mekana dair hayalkırıklıgını biraz unutup eğlenebildigini gördüğümde ben daha bir coştum. Kendimi müziğe teslim ettim...
Havalar nasıl olursa olsun sizin havanız iyi olsun meselesi...
Mekan ne olursa olsun çıktıgımızda kimse, "eglenemedik" demiyordu...

Siyah Beyaz'dan çıktık.

Bitmez bu memlekette keyif, sürer sürebildigi kadar...

Gözünü seveyim bu milletin eğlence anlayışını.
Biliyor, yemesini, içmesini, eglenmesini, zevkin, keyfin, sefanın dibine vurmasını...
Mekandan çıkınca ayrılmayız biz hemencecik bu ülkede.
Çorbacılara gideriz, köftecilere gideriz, köşe başında kokoriç yeriz.
O saatte sarımsakli işkembe çorbası içeriz, parmaklarımızdan yaglar damlar, köşe başındaki satıcıdan ekmek arası kokoriç alırız, yeriz.

Boyledir....
Gözümüzden uyku akar, bitmez burda keyif, sürer sürebildigi kadar...

Ankara Gunlukleri (1)
Ankara Gunlukleri (2)
Ankara Gunlukleri (3)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder