4 Ekim 2010 Pazartesi

Cezayir günleri

Gurbette aksam geçmez derler. Doğru demişler, geçmiyor...

Hani böyle kendini yalnız ve boşlukta hissedersin ama yine de burada, bu yerde bulunman gerekiyordur, gidemezsin bir yere, çantanı alıp çıkamazsın, aslında bir uyuyup uyanma aralığında kaybolur ya bu his ama şimdi çıkışı bulamayacak kadar derindesindir... öyle iste...

Yarın başka bir gündür, siler, süpürür bu boşluğu, boşlukta yüzdükçe tutunursun birşeylere, bir bağ kurarsın zamanla, bir hayat yaratırsın. Yine de zordur en başları. İşte böyle başladı Cezayir günlerim...

Türkiye'min 50 yıl gerisinde, yolları cehennem, trafiğe her çıktığımızda duyduğum "ben burda ölebilirim" hissi, ağır, vıcık vıcık yağlı yemekleri, geri, yapışkan insanları...

Böyle bir ülkeye bir daha yolum düşmez umarım...

Düşerse de; başa gelmis bir kere der; çekeriz yeniden...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder