4 Ekim 2013 Cuma

Su "Hiç Turk'e benzemiyorsun" meselesi.

Turk'um, dogruyum, çaliskanim.
Yasam, kuçuklerimi korumak, buyuklerimi saymak, yurdumu, milletimi ozumden çok sevmektir.

Boyle buyuduk biz. Daha ikili hanelere varmayan ufacik yaslarimizda bir toplulugun onune çikip, gururla, bagira çagira okuduk, okuttuk andimizi...
O anda her birimiz birer liderdik, onderdik, hayata buyuk isler basarmaya gelmis dunyaya bedel Turk'lerden biriydik...
Tek haneli yaslarimizda ozguvenimizi tavan yaptiran anlardan biriydi o çikip andimizi okudugumuz an...
Ve daha o yasta bir soz verdik biz: "Varligim Turk varligina armagan olsun."

Gittim, baska bir ulkeye tasindim.
Ancak burasi vatan degil, ulke...

"Hiç Turk'e benzemiyorsunuz?" diye kendince iltifat ettigini sanan kibirli yabancilar bilmezler ki; benim için en guzel iltifat "Izmir'li misin? Cok belli." dir.
Hiç Turk'e benzemiyorsunuz? Peki Turk'ler neye benziyor sizin gozunuzde, diye baslarim cumleye.
Bireysel bir yucelme degil hedefim.
Turk insanini yuceltmektir gorevim. Yuceltirim.
Gucum Turk insanini yurt disinda en iyi sekilde temsil etmeye yetiyorsa, ederim.
Cunku bilirim. Burada ne yapsam, toplumun gozunde once Dilara degilim, once Turk'um.
Ne yapsam benim insanlarima maledilecek, iste Turk'ler boyle denilecek.
Dogru temsil etmek boynumun borcu.

Hiç Turk'e benzemiyorsun...
Bu cumleye tahammul etmem yillarimi aldi.
Ilk yillar daha atesliydim. Bunu soyleyenleri ezip geçiyordum, yakip yikiyordum.
Simdi buyudum. Olgunlastim.
Artik soru soruyor ve açiklamalar yapiyorum. Negatif dusunceleri tersine çevirip onlari ikna etmeye çalisiyorum.
Belki buyuk meseleleri yerinden oynatamam.
Ancak, birkaç kisinin kafasindaki Turk imajini degistirsem, pozitife çevirsem yeter.
Buna deger.

Zira, "Hiç Turk'e benzemiyorsun." diyerek beni bagrina basip,

Ilkokul ogretmenim Nurettin Kilavuz'u, Din Kulturu ve Ahlak Dersi'ni tamamen bir ahlak dersi olarak isleyen, sozleri hâlâ kulaklarimda çinlayan degerli hocam Ismail Uymur'u, annemin romantizmasi oldugu donemlerde aksamlari evimize igne yapmaya gelen hemsire Sabahat Teyze'yi, yine o donemde her aksam evimize yemek tasiyan Suna Teyze'yi, Rabia Teyze'yi, buyuk baligin kuçuk baligi yuttugu bu donemde hâlâ ayakta kalabilen semtimizin bakkali Yuksel Abi'yi, yaz aksamlari, hep beraber, yakan top, istop, saklambaç, 9 kiremit oynayarak buyudugum, simdi nerededirler, ne yaparlar hiç bilmedigim çocukluk arkadaslarimi, doku taslarimin her birini...

Reddedecekse bu tek disi kalmis canavarin torunlari...
Varsin beni de sevmesin. Kaç yazar...

Zira, muhtaç oldugum kudret damarlarimdaki asil kanda mevcut.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder