22 Aralık 2013 Pazar

Noel Baba'nın var olduğuna ben hâlâ inanıyorum...

Noel erken geldi bu sene bizim buralara...
Ben çok seviyorum tarihi belli günlerin, gecelerin birkaç gün öncesinden başlamasını, öncesiyle sonrasıyla kuyruklu bir keyfe dönüşmesini...

Dali'nin akip giden saatleri gibi...

Kuyruklu bir keyif evet...
Keyif zaten var, peşinden gelen, zart diye bitmeyen uzayıp giden, kesilmeyen bir de kuyruğu var.

Cuma akşamı basladı bizim Noel sezonu.
Bir Noel Özel Poker gecesiyle...
Arkadaşlarımızın evinde oldu bu ilk Noel, Clara'nın Noel'e özel yiyeceklerle hazırladığı bir sofrayla.
Noel dedin mi illaki yenilecek yiyecekler vardır, bir Noel sofrasının olmazsa olmazı yiyecekleri vardır.

Başlamak için tabi ki şampanya...

Saumon fume vardır girişte ve kaz ciğeri... Demi sec veya moelleux yani hafif tatlı şarapla yenir bunlar. Claire Gewurztraimener'i tercih etmiş Alsace Bolgesi şarabı. Aslında severim ama bu sefer biraz fazla tatlı geldi nedense. Sonra şahane bir peynir tabağı ve çok özel bir Bordeaux kırmızı şarabıyla devam ettik. Şarap Chasse Spleen imiş. Şarabın şişesi inanılmaz pahalı ama yine de beğenmedim ben. Bordeaux şarapları çok sert geliyor bana. Şaraptan az çok anlayan ve şarabı seven biri olarak hala Bordeaux şaraplarını içmekte zorlanıyorum.
Benim favorim Bourgogne şarapları.
Son günlerde Chateau de Jacques şaraplarına taktım. Morgon'u çok beğendim. Bu gece için de Moulin a Vent aldım ama içmek nasip olmadı. Bourgogne zevki bir dahaki sefere kaldı...


İkinci Noel dalgası bu pazar günü yaşandı. Alienin bir bölümüyle öğlen 12'lerde başlayan ve akşam 19'lara kadar süren, bitmek bilmeyen bir öğle yemeğiyle devam etti.

Ben Noel Baba'ya hâlâ inanıyorum... Çünkü benim de Noel Baba hikayem var.

Bir Noel Baba hikayesiyle büyümedim sanıyorlar. Yanılıyorlar.
Noel ağacımız yoktu hediyelerini etrafına bırakacak, bu yüzden Noel Baba'nın kendisinin geçmesi gerekiyordu...

Her sene 31 Aralık gecesi saat 12'de babam ortalıktan kaybolurdu annem de bizi güle oynaya oyalardı ki babamın ortadan kaybolduğunu fark etmeyelim.
Babam içerideki odada hazırlanırdı.
Kırmızı bir beresi vardı, sırf 31 Aralık gecesi kullanmak için almış olduğu ve kendisine pamuktan bir sakal yapardı. Çenesini ve yüzünün burundan altını öylesine kaplardı ki pamuktan sakalıyla, sadece gözlerinden babamı tanımak mümkün olmazdi benim için.
Zaten...
Soylemesi ayıptır, ben korkardım Noel Baba'dan.
Kardeşim zaten çok küçüktü (ya da daha hayatta bile yoktu), bu show daha çok benim için yaplılırdı.
Gece 12 gibi annem balkona doğru götürürdü bizi. 1. katta oturuyorduk. Biz oyle bakınırken birden çok yaşlı bir adam sesi çıkartarak balkona birisi yanaşırdı. Ben o anda çığlık çığlığa annemin eteğine saklanırdım. Bazen ağlardım. "Git, git" diye bağırırdım.
Ama hediyeleri bırak öyle git haaaa... Annemim eteğinin arkadasından teker teker balkona bırakılan hediyeleri izlerdim.
Anlayacağınız hem heyecanla beklerdim hediyelerimi, hem korkardım Noel Baba'dan.

Noel Baba'nın babam olduğunu anlamam 6 yaşıma tekavül ediyor sanırım.
Babamın her sene aynı saatlerde ortalıktan kaybolması bilgisine birden erişip bunu anlamlandırmış olmalıyım.
Zira düşünsenize, Avrupa'daki çocuklar gibi Noel Baba muhabbeti yapabileceğim bir ortam yok. Kendi kendime anlayacaktım, keşfedecektim bunu.
Keşfettiğim gün hiç mi hiç hayalkırıklığına uğramadım, hatta büyük bir sırrı tek başıma çözmüşüm gibi gurur duydum kendimle.

Canım babacığım, Noel Baba olma eforunu sarfedip, çocuk yaşımda hayalgücümü zenginleştirme fırsatını sunduğun için sana çok teşekkür ediyorum.
Beyaz sakalından çektim. Yüzünü gördüğüm gün daha bir bağlandım ben Noel Baba'ya.

Büyüdüm. Kocaman oldum...
Noel Baba yok sanıyorlar ama var. Ben inanıyorum olduğuna.

Duyuyor o sesimizi, biliyor hayattan ne istediğimizi.
Ve her yıl getiriyor bize tum hayallerimizi...

Noel Baba'nın bu seneki ilk hediyesi Türkçe klavye.
Bakmış ben yazıyorum. Yazdıkça yazıyorum...
Bakmış yazdığım dilin harflerini tam kullanmıyorum.
O biliyor açığımızı yamamayı, bizi şaşırtmayı, gözlerimize mutluluk ışığı kondurmayı.
Hayallerimizi bir hediye paketine sığdırmayı...

O biliyor.

İyi ki varsın Noel Baba...





Görkemli bir Noel, Lunapark gibi sofralar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder