6 Ağustos 2012 Pazartesi

Marmaris'ten seçmeler...

Her gün bugün daha farklı, daha yaratıcı bir gün geçirelim diyoruz, her gün yine keyifle Del Mar'in yolunu tutuyoruz.
Bir laf var çok severim: If it works don't fixe it.
Bir sey güzel bir sekilde isliyorsa, onu daha iyilestirmeye calisma.
Del Mar'da denize tepeden bakan bir yerde kahvaltini yap, o güzelim denizde yuzmeye doyama, duşunu al, yukarıya kahveye çik, sohbet, eğlence, sonra yine deniz güneş...
Amaaan şimdi kim kalkip burdan Datça'ya gidecek, sabah sabah tekne turuna çıkacak, Kleopatra koyu varmis, Dalyan'daki kral mezarlari gorulmeye degermis. Degerdir de.... biraz tembellik mi ediyoruz acaba? Valla ediyoruz ama napalim burda takilmak çok keyifli.
Eylül'de tekrar geleceğiz nasil olsa... O zaman gezeriz.

Bir de zaten annemle tatilin tadina doyum olmuyor.
Cok acaip bir enerjisi var annemin, isik saciyor, nese saciyor....
Onunla hiç ama hiç canı sıkılmıyor insanın...

DEL MAR 

Del Mar, Del Mar deyip duruyorum... Burası bildiğimiz türden bir cafe restaurant aslında. Ama öyle sıradan bir yerde degil. Marmaris'in denizi en güzel beldesi Icmeler'de, hem de denizin en guzel yerinde, tam burunda... Her gun ayni insanlari gormek mumkun, zira bir kere buranin tadını aldı mı insan başka bir yere gidemiyor...
Tepeden, o uçsuz bucaksiz gorunen sahane denize bakarak kahvalti etmenin zevki üstün...


Volkan ve Huseyin
 
Her gün Volkan'in güleryuzlu karşılamasıyla başlıyor günümüz.
Bu cocuklar piılanta.... Pirlanta...
Su iki piril piril delikanli ceviriyor butun plajin siparislerini. Temmuz gunesinin altinda bir uçtan bir uca her gün koşturup duruyorlar.
Gencler, dinamik ve enerjikler.
Bunun ustune cok saglam bir de sinir sistemine sahipler.
Butun gun deli gibi calisiyorlar ve cizgileri asla degismiyor....
Sabah nasil bir davranis, konusma icindelerse aksam pestilleri çikmis halde de ayni kalabiliyorlar.
Gunun her saati guleruyuzlu, mesafeli ve samimiler...
Damarlarinda asil bir kan var cocuklarin. Goruluyor...
Karakter sahibi ve asiller.
Kimsenin yaninda olmasi gerektiginden fazla kalmiyorlar.
Cok konusmuyorlar, bos konusmuyorlar.
Kimseye kendilerini ispat etmeye calismiyorlar. Kendilerini biliyorlar.
Onlar boyle ozel cocuklar olunca insanin cani ister istemez onlar için birsey yapmak istiyor. Bahsis kesmiyor bizi, onu zaten yapacagiz, boynumuzun borcu. Baska birsey baska baska...
Her gun degistirdikleri birbirinden guzel shortlardan almak lazim bunlara. Bence en guzel hediye bu olur. Dur bakiyim Paris'ten guzel birseyler getireyim, soylerken de havalari olur...

Volkan oranin kidemlisi

 Huseyin Volkan'in comezi

Bu sonbaharda askere gidecek.
Kendi istegiyle doguya gitmek istedigini belirtti. Nedenlerini de anlatti. Gozlerim doldu. Iste boyle aslan parçasi bir Turk genci bunlar.
Yine de benim gozlerim doldu...
Kendisine butun kalbimle simdiden hayirli teskereler diliyorum.

Iş adamı gibi köylüler ve "domatesin fiati" toplantıları

Marmaris'in köylüleri dillere destan. Bayaa bayaa "business men".
Hele herkesin dilinde bir Manav Veli var ki, anladigim kadariyla London Business School'da ders vermelik bir adam. Domates satarak nasil hanlar, hamamlar yapilir dersi... tutar mi? bence tutar.
Bildiginiz gibi verimli Ege topraklari burasi. Mugla ve cevresi...
Dolayisiyla ürün bol ve kaliteli...
Ama beni en çok etkileyen köylülerin sezon başında yaptıkları toplantılar oldu.
Köylüler toplantı mı yapıyor? Bu bilinç hep mi vardi yoksa değişen dünyaya ayak mı uyduruyorlar?
Domatesin fiatına karar verdikleri sezon başı toplantıları...
Böylece bazıları daha çok kazanmıyor. Hepsi kazanıyor.
Böylece aralarındaki rekabetten tüketici kazançlı çıkmıyor.
Dünyanin ekonomisi boyle dönüyor, bizim köylüler olaya çoktan hakim olmuşlar bile. Ağzım açık kaldı. Bravo.

Marmaris'e özel kekik bali

Marmaris çam cenneti... Her yer çam ağaçlarıyla dolu.
Dolayısıyla çam balı denilen özel bal bu bölgenin favori ürünü.
Şehir dışındaki çevre yollari bile sağlı sollu kekik ve çam balı satıcılarıyla dolu.
Bizim balcımız Marmaris merkezdeki Gökmen Balcısı.
Kocaman bir dükkan ve birbirinden değişik çeşitte bal var, gözlerime inanamadim. Yahu bal bu, bildiğimiz şekerli birşey, birbirinden ne kadar farkli olabilir ki dedim. Gökmen Balcısı bana bir sürü bal tattırdı... Anladım.

Annem son zamanlarda kekik balına takmış.
Cok ünlüymüş, zencefille karıştırıp yemek lazımmış şifa niyetine.
Valla ben iki şifa bilirim: Spor ve sevgi...

Yine de...
Zencefil ve kekik balı da evimde bulunsun dedim...


Gorur gormez vuruldugum son diyar: MARMARIS

Memleketimin Sofralari









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder